ADALET ŞİİRLERİ

ADALET ŞİİRLERİ

Taner Eker

Dağlar da üşür mü dedim yok dedi
"Urbası Hak'tandır çıplak değildir"
Ya Hak nedir dedim, bir gülümsedi
"O terzidir desem dâd-ı Hak değildir"


Dâd-ı Hakk'ı sordum adâlet dedi
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Terör nedir? Şöyle deniyorum buna bir düşünceyi, hem en kolayını, yani devam ediyorum bu bir tek basit ve geleneksel ad, yani isim ile: Bir adım, bir soyadım, bir yürekliliğim, yani motor adım var benim. Terör, adımda mı, soyadımda mı, yüreğimde mi anlaşılabilir, anlatılabilir, tanımlanabilir, tanıtılabilir? Terör bir projedir, öldürmenin planlı ve programlı ve sistematik eylemi, uygulamasıdır! Terör, cana, mala, ırza hükmetmek, hukuksuzluk hakkına dayanarak rasgele öldürmeyi de hükümet olmaktır! Veya:

ABD, AB, İngiltere Terördür, Yahudi-Vatikan-Arap birliği Tarikat ise rejimleridir! Cumhuriyet, demokrasi, siyasi laf edebi her ne ise de, süsleniyor bu terimleri sadece ve sadece uygulama ve eylem sömürgeliği de korku ve dehşet rejimleridir. Hukuk ise korku, vahşet ve dehşete karşı önlemler olduğuyla, anlaşmazlığı, anlaşamazlığı önleyen yasalarıyla ceza uygulayan hak uygarlığıdır. Veya,

Hekimler, ölümcül hastalığa karşı bile çare arıyor sürekli, bütün bilinen çarelerin en azını bile esirgemeden mücadele ediyor, ondan sonrasını da ‘Allah yardımcısı olsun’ diyerek hastanın mücadele ruhuna bırakıyor ve bekliyor, yani rahat bırakıyor sessizliğindeki mücadele hakkını kullanabilmeye. Bulaşıcı hastalığı ise acilen karantinaya alıyor ve bu ilk etap ile ölüme terk ediyor, hiç olmazsa yaşamı kurtarmak içindir, diyor buna. Hukuk da bu önleme zaman zaman baş vurulacak bir adalet sağlığıdır. Bu sağlık ve sağlamlık içeren tespit gereği için bir ölüm kararı ile toplum yaşamını kurtaracaktır. Terör virüsü karantinaya alınmalı! Bu virüs, elebaşılar’dır! Bu projelerde, yani Terörde bir bakteriyi önce yayarak geniş kitleye, virüsü kendilerine enjekte etmiş olduklarını ispat ettikleri adlarıdır ‘elebaşılar’. Elebaşı adı, bakterisi soyadı, yürekliliği ise terör ile yaşattığı rejimdir.

‘Bütün dünyaya PKK’yı anlattık, ama DTP’ye anlatamadık’ Deniz Baykal. Gerçeğin güzelliği ile bir sözdür bu söylenen. Çok şükür! Budur işte siyaset! Adıyla konuşmak, soyadıyla tanımlamak, yüreklilik resminin bu çizili ve çizilecek olanı da içerecek haliyle masaya yatırıp, bu sizin mi diye sorup, gereken önlemi ve yargıyı da ‘karar’ açıklamaktır’ siyaset hizmetinden biri!
..

Devamını Oku
Sümeyra Esin

Adalet neydi?
Terazinin hangi kefesinde gizli?
Kalplerde olmayanı somutlaştırmak,
Gözönünde bulundurmak mıydı insanların çabaları;
Heykelin eline tutuşturunca teraziyi olunuyor mu adaletli?
İnsanlarda kalmamış esamesi ki böyle gözönüne çıkartılma çabası.
Mış gibi yaşamaklar....
..

Devamını Oku
Hüseyin Gezer

ADALET
İdeolojide değil
Beyinde adalet
Beyinde adaletsizlik

Varlığımızı tutsak alır
Yutturmaca yasalar
..

Devamını Oku
Perihan Metin

Son günlerde ülkemizde insan aklının sınırlarını zorlayan, ülke gündemine oturan, tarihi bir talihsizlik olarak niteleyebileceğim olaylar yaşanmakta olduğunu görmekten gerçekten büyük üzüntü duyuyorum.

Açık kalplilikle ifade etmek gerekirse bu çağda gerekçesi ne olursa olsun bir kanser hastası insanın cezaevinde tutulması abesle iştigal etmektedir. Bu geçmiş tarihimizde zaten hasta ve aynı zamanda iki gün sonra idam edilme kararı verilmiş olan Rahmetli Adnan Menderes’e son isteğinin sorulması üzerine, Menderes’in “Sigara içmek istiyorum.” sözüne doktorun “Hayır, içemezsin sağlığına zararlı” şeklinde dalga geçercesine verdiği cevap kadar komik bir o kadar da abes gerçekten…

İnsani erdemler ve Yüce Türk milletine yakışan odur ki bu durumdaki bir insana gani gönüllü, merhametli bir yüreğe sahip insanlar olarak gerekli yakınlık, ilgi ve ihtimam gösterilmeli ve gereken destek verilmelidir. Buna bir diyeceğimiz yok ama, mesele şudur ki; son günlerde bazı basın ve yayın organlarında bu olay “İşte Zafer” ya da “ Geç gelen Adalet” başlıklı yazılarla veriliyor. Bu noktada anlamakta zorluk çektiğim konu “ Bu neyin zaferidir? ” ve “Bu nasıl bir adalettir? ”, “ Tek yönlü işleyen bir adalet nerde görülmüştür? ”

Adalet, herkes için eşit işleyen, işlemesi gereken bir kurumdur. Tek yönlü işliyorsa orda adaletten bahsedilemez. Allah Güler Zere’ye sağlık versin ancak ölümüne sebep olunan 14 kişinin vebali nasıl ödenmiştir? Yakınlarının yanan yüreklerinin ateşi nasıl söndürülmüştür?
..

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Hakikatler Göreceli Değildir Algı Görecelidir

Günümüze ulaşan efsanelerin ve hakikate dair hikayelerin çoğunun içeriğine müdahale edilmiş. Genel olarak eski zaman egemenlerinin (krallar, diktatörler) süzgecinden geçenler bize ulaşmış! Bazı dönemlerde kütüphaneler yakılmış, fikir adamları imha edilmiş! Yine da kalanlardan çok bilgi çıkar! Abartılar eklenip, işlerine gelmeyen kısımlar eksiltilmiş! Bu bilinir ise değerlendirme daha isabetli yapılır!

Evrende bir işleyiş görülüyor ve bu hakikate bir sahip aranıyor ise bu doğaldır! Yani ortada bir hakikat var ise o hakikate bir izah da geliştirilecektir!
Ben zaten din konusunu "İnanç" ekseninde değerlendiriyorum. Yani kişi nasıl algılar ise öyle inanıyor. Ya da tarihsel süreçte insanlar genel olarak nasıl algılamış, algılatılmış ise! Bu algı, miras olarak gelir! Kimse din ve ideoloji üzerinden kapris yapmaz ise sorun olmaz! Herkes kendi kabulünde özgür olur ve kabulünü diğerlerine zorlamaz ise sorun da kalmaz! Evrensel bir hakikate hangi felsefenin ya da dinin nasıl baktığı konusunda görecelilik elbet olacaktır! En azından bu görecelilik, bireyin algılamasında olacaktır! Çelişkiler de görülecektir! Bütüne dair mutlak kabul istemek de zorlamadır! “Ya hep ya hiç! ” dayatması belki kurnazcadır!

..

Devamını Oku
İrfan Bayazıtoğlu

Sarayında odalar, sayıları bin adet
Bin kere şahit olduk, yok ülkende Adalet.

14.11.2014

..

Devamını Oku
Bayram Kaya

39] Sonuçta aidiyetçe oluş ve sağlayışların somutluğu kişilerde bir ihtiyacın tehdidi ve tehdidin sağlanıştı minneti girişmeli oluşla ortaya gelişmiş bir dans, bağırma şeklinde taklitti şarkı, meydan okuma, saygı, korku hissi dolu, 'ortaya karışık' tören ve bunların anlamlanması olan ibadetleri ortaya çıkıyordu.

Bulanıkla (ortadan kalkmışla) duru olanın anlama girişmeleri ne kadar soyutsa da ibadet ve dansları somuttu. Aiti eştirme formülünün gelişmeci ikinci yanı da; özelliklede toplumlarda somut, nesneldir.

Aiti eştirme alan çizgilerinin sürekli değişmesi, ancak ve ancak bu kendilik değişen nesnel ilişkilenişle olasıdır. Fosil soyut sosyal ilişkiler, halkta bir süre devam ederken, temel ilişkilerin değişmesi bunların da değişmesini uzun sürede de olsa; zar zor da olsa, olanaklı kılacaktır.

Bu somut ilişki, daima bir çelişme, çatışma devinim ve akışı ortaya koyacaktır. Akış, sosyal yapıya dek, topluma dek üretimci hizmet ilişkisinden ilhamla, kişi özeline dek, kişi anlamalarının bir minnetçe algı karşılanması olan paylaşım bağının akışıdır.
..

Devamını Oku
Mehmed Sarı

Kanlı bombardıman altında
35 yerinden kanarken yüreklerimiz,
Ve dünyanın dört bucağında
bağırırken insanlar adalet diye
katillerin sırtını sıvazlayıp
mağdurları tutuklamakta
Türk Malı adalet,
..

Devamını Oku
Mehmet Halil

Bu gün fuarı dolaştım… Bu gezi benim için önemli oldu. Türkiye’nin geleceğinden baya umutsuzdum. Şimdi içimde yeni bir umut ışığı doğdu. Türkiyenin ekonomisini düzeltmek için, yeni ve önemli çözümler bulunmuş da haberimiz yoktu. Onu fuarda görmüş oldum.
Fuarın en büyük pavyonu adalet bakanlığı ürünlerine ayrılmış… Dışardan bakınca ‘’Adalet Bakanlığı’nın ne ürünü olabilir ki! ’’ diye düşünmüştüm… Olsa olsa kanun kitapları satabilir diye girmedim içeriye… Sonra arka kapıların girişinden cezaevleri isimleri çarptı gözüme. İçeri bir girdim ki Türkiye’de ne kadar cezaevi varsa sanki dumansız fabrika olmuş… Akla hayale gelmeyecek ürünler. Hem de piyasadan bir lira, beşyüz kuruş ucuzuna… Belki mahkumların bile haberi yok bundan. Onlar belki de ürettiklerinden çay parası bile alamazlar. Üstelik yattıkları her gün için otel parası bile ödeyebilirler.
Bu akıl bu zeka kaç devlet yöneticisinde bulunabilir? Fabrikalarda; yok işçi ücreti, yok sosyal haklar, yok kıdem tazminatı vs.. vs.. derken kar mı kalıyordu… Kapatmakta ne kadar haklıymışlar… Biz zannediyorduk ki, üretim durdu. Kafamız bu kadar çalışıyormuş… Adamlar bakanlığı, başbakanlığı ne kadar çok hak etmişler de haberimiz bile yok… Uyuduğumuzu itiraf edeyim.
Çıraklık döneminde pilot cezaevlerinde bu tatbikatlar yapılmış da haberimiz yok… İş çok karlı olunca, cezaevlerine yatırım yapılmaz mı? İşte Türkiye’nin geleceğini parlatan bir çaba… Bütün okulları cezaevlerine çevirmek gerekli, bundan sonra bunu savunacağım… Dünya krizin içinde boğulurken Türkiye niye krize girmedi şimdi anladım… Bir karış verilmeyecek toprakların satışından zannediyordum, ama toprağın ne kıymeti var ki? Olsaydı benim köydeki yer de para ederdi de burada aç yaşamazdım.
Napolyon’un para! Para! Para! Sı şimdi oldu; cezaevi! Cezaevi! Cezaevi! Kalkınmanın yeni modeli.

Dışardakiler ''Sözkonusu vatan olunca her şey mübah! '' diyedursun, içerdekiler vatanı kalkındırmak için orakla çekici savursun...
..

Devamını Oku
Fahri Bulut

İSYANDA
Ne adalet kaldı, ne insan hakkı,
Allah korkusu yok, yobazlar azdı.
Cumhura düşmanlar, huzuru bozdu,
Cumhur yok oluyor, ulus isyanda.

Oy namus dediler, oy-u çaldılar,
..

Devamını Oku
Necdet Erem

CAN ALAN CAN VERMEDİKÇE ADALET TECELLİ ETMEZ.
HAK YERİNİ BULMAZ. CİNAYETLERİN ADI ARKASI KESİLMEZ.

İnsan Allah c.c. en güzel bir biçimde yarattığı (tin süresi 4) ve yaratılmışların en şereflisi olarak tanımlanan bir varlıktır. (İsra süresi 70)

İnsan doğuştan bazı haklar ile donatılmıştır.
Bunlar; en başta hayat hakkı, mülkiyet hakkı, eşitlik ve hürriyet hakkı
..

Devamını Oku
İhsan Şahin

ÖMER BİR DUYARSA


Bu nasıl adalet, Kadı efendi
Ömer bir duyarsa, astırır seni
Mahkeme sizlere, mülk mü efendi
Gün gelir Azrail, susturur seni
..

Devamını Oku
Turgut Çakır

Güçlü insan ne adalet ne eşitlikten söz eder
Güçsüz insan adalet ve eşitlik ister
Van güneşinde istek var
İstek ne biter ne de tükenir
Umut ağacı simgedir
Uyanık insanları çoktur
Umut onların rüyası sayılır
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Buralarda asıl olan ve temel olan, zorunlulukların sağlanışlarıdır. Ve bu sağlanışların esnasında da adalet ya da paylaşım duygularınızı geliştirmek, yepyeni bir kazancınız olacaktır. Bu kazanççı sağlayışların toplumsal ittifakları ve toplumsal deneyimleri, biriktirile biriktirile sosyal toplumsal çevreniz oluşturulacaktır. Ve siz; bu düzenli çevrelerin içine doğduğunuzda var bulunan bir düzen girişmeleri yumağı olaraktan bunları karşınızda bulacaksınız. Bu içine doğulan düzen algısı sizdeki saltıkçı olma düşünmesinin kaynağıdır. Ve ortam ilişkilenmesi bu yüzden size çok karmaşık gibi gelir.

Bu karmaşıklıktan ötürü, sizin de adalet anlayışınızı karmaşıklaştıkça, adalet, mülk temeli üzerinde ki devinişleriyle, bambaşka hukuk gibi kulvarlarında adaletçi olmasına süreçleşecektir. İnsanoğlunun zorunluluklarına olan sahibiyetçi yaklaşımları, mülkiyetçi ilişkilerini doğurmuştur.

Yine zorunlulukların sağlanışındaki toplumsal ve sosyal girişmelerinden ötürü, keyfice bir kişiselci ya da kişisel yetkili, egemenlikçi özgürlük olmayacağını, belirtelim. Zorunluluklarımızı (temel ihtiyaçlarımızı) sağlayışlarımız, zorunlu bir ilişkileşmedir. Her ilişkileşmenin girişmesi de, kişisel serbestliklerdeki gibi olmayan davranışların, bir kırpılması ile girişim yaparlar. İşte girişenli kırpılmış, birbirine göre uygunlaştırılmış veya senkronize edilmiş, sağlayışçı davranışlar toplumsal girişmeli davranışlarımızdır.

Sizlerin, seçme ile yetkilenme davranışları verdiğiniz insanlar; “ biz seçilmişiz, halk (seçmen) en büyük iradedir! O ne derse, o olur! ” gibisinden yuvarlamalarla, kendi yaptıkları, egemenlikçi keyfi tutumlarını, seçmen iradesi ile özdeş kılarlar. Bu hal demagojik siyasetler için, boş söz devinmeli, içi boş söylemli siyasetler için doğru olabilir. Ama gerçekçi nesnel politikalar için lafı güzaftır.
..

Devamını Oku
Mahmut Çiçekdağı

Sokakta yüzü çamurlu çocukların
Habersizce safca babalarını bekleyişini
Kazalarda yok olan mutluğu hüzünleri
Titrek sesle verilen diz çöktüren haberleri
Doğruyu söylerken yediğim yumrukları

Hüsranları sarmaya uğradıkça itilmelerimi
..

Devamını Oku
Osman Karahasanoğlu

Birliğimi bozup fitne ekenler
Kahrolsun ülkemi peşkeş çekenler
Kanımız akıtan zalim dikenler
Hak davası için çile çekenler

Hak, adalet için, yazsın kalemler
Birlik için çeksen daim elemler
..

Devamını Oku
Afet Kırat

Dün utandım demiştin sakın söyleme bunu
Üstümüze toprağı eken neden utanmaz?
Biliyorsun eminim bir düzen olduğunu
Hazırlanmış tuzağa çeken neden utanmaz?

Kaldı ise bir parça adalete güveni
Bir hamlede tekmeyle yıkan neden utanmaz?
..

Devamını Oku
Serkan Doğu

Yalız bana adil olmalı diyorsak adalet
bunun adına olsa olsa denir hakaret
..

Devamını Oku
Gürsoy Solmaz

Biz neler okuduk, neler işittik
Adaletin şaşmaz mikyası için
Neyi kabul ettik, neleri ittik
Hükümsüz hâkimin sayası için…

Çoğuna bey dedik beyzade sandık,
Kefesi ayarsız kantara kandık,
..

Devamını Oku