Adam amaçsızca yürüyordu, umursamadan
Umursamıyordu;
çünkü dünya'ya dair, insanlara ait şeyler çokda ilgilendirmiyordu onu
Zamanla sulanmıştı, anlamını yitirmişti bir çok insani değerler
Sanki birazda bunalmış gibiydi yapay ilgilerden, iltifatlardan
Uzaklaştı şehirden, tüm sunilikleri arkasında bırakmıştı hızla yürürken
Kendini dağlara verdi, engin ovalarda sürdü yolculuğu
kimi zaman gürül gürül akan nehirler çıktı karşısına
Köprüler oluşturdu hayallerinden
Günlerce sürdü yürüyüşü
Zaten zamanın dar kalıplarından da kurtulmuştu
Zamanın dışına çıkmıştı yolculuğu, günlere sıkıştırmanın hiç bir anlamı da yoktu
Ne takvimlere baktı yola çıktığından beri, ne de gün saydı
Zirvelerini zorladı dağların
En yükseğe çıkmalıydı, nefes almakta zorlanana kadar
Bir an geldi, itaat etmez oldu ayaklar
Yorgun düşmüştü, bitap
Çoktan veda etmişti güneş dünya'ya
Küçük bir meşeye yaslandı, yıldızlar vardı gökyüzünde kendisi gibi yalnız
Uzakta da olsalar yoldaştı ona, yarendi uykularında
Yavaşça kapandı gözleri, elleri kaydı yana, uyku ödünç almıştı onu
Şefkatle sardı kollarında
Rüyasız olurmuydu uykular
Tüm insani kurgulardan uzak, ilahi bir lütuf ancak
Yavaşça sokuldu uykularına, ruhunun kapıları aralandı ardından
Bilinç, şuur, ama beden yoktu ortada
Adamda onu istemiyormuydu zaten; insani safralardan kurtulmak
Ellerinden tutuverdi rüya, kuş gibiydiler mesafeler aşılıyordu bir çırpı da
Öyle bir yere geldiler ki;
Dağların sarp yamaçlarında, etrafı kayalıklar ve ağaçlarla çevrili küçük bir düzlük
Dünya'da ki objelere benzese de bir farklılık vardı görünürde
Küçük bir kalabalık çarptı gözlerine
Ben insanlardan uzaklaşmak isterken bunlarda kim dedi kendi kendine
Maddeden azat bilinciyle sessizce sokuldu yanlarına
Hararetli, biraz meraklı ve sabırsız bir konuşma vardı aralarında
Birisi 'vakti yaklaştı, açma zamanı, bize düşen beklemektir'
Ardından bir sessizlik, kimse konuşmadı bir daha
Merak etti adam; neyin vakti gelmişti, açacak olan ne?
Biraz daha yaklaştı ve insanların etrafında toplandığı boşlukta küçük bir kır çiçeği
Ama bilinenlerden çok farklı, belli ki dünya ya ait bir çiçek değildi bu
Tomurcuktu daha, şimdiden mis gibi kokuyordu
Buram buram
Demek ki açacak olan, açması beklenen bu idi
Demin ki konuşan adam tekrar sessizliği bozdu
'Büyük babam anlatmıştı' dedi, 'en son onun çocukluğunda açmış
Ve dediğine göre yüz yılda yalnız bir kere açarmış, onun için ki vakti geldi artık'
Sessiz bir bekleyişe koyuldu insanlar
Çıt çıkmıyordu, akıllarında sadece çiçeğin açacağı an var
Saatlerce beklediler, gün bitti, kapatmadılar gözlerini
Korktular, belki uyku çiçeği gözlerinden saklar
Güneş doğdu, gün koşturmaya başladı ardından, gül hala tomurcuk
Allah'ım böyle kaç gün daha var
Sabırsız gözlerde bir yılgınlık dalga dalga, yavaş yavaş dağıldı insanlar
Bir adam kaldı, birde demin ki konuşan
'Biliyorum açacak dedi, yüzyılı devirdik çoktan'
Bir gün, bir gece daha, pes etti diğer adam 'açacağı yok bunun' dedi, 'beklemek boşuna'
Yalnız kalmıştı, inat etti, direndi
'Boşuna ayrılmadım zaten insanların olduğu dünyadan
Bir beklentim yok başka, şu gördüğüm rüyadan'
Derken gözler kamaştı
Bir renk cümbüşü sardı etrafını, mis kokular yayıldı ardından
adam sıyrılıverdi düşüncelerin sarmalından
Vakti gelmişti, işte o beklenen an
Yüz yıllık bekleyiş bitmişti, tüm güzelliğiyle açmıştı dillere destan kır çiçeği
Sevinçle haykırdı adam, coşku pınarları akıyordu içinde
'Biliyorum' dedi, 'geçmişte de görmedi kimse seni
vakti geldi açtın beyhude bekledi insanlar'
Biliyordu ki bu bir rüyaydı
Uyanmak istemedi, yalvardı Allah'a;
'Bırak uykularda kalayım, rüyalarımdan uyandırma beni
Boş ver böyle kalayım, uykularda vereyim son nefesimi
Dağları, taşları, nehirleri, dünya'ya ait ne varsa al rüyalarımdan
bir ben kalayım, birde şu kır çiçeği'.
Kayıt Tarihi : 23.9.2006 12:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Boş ver böyle kalayım, uykularda vereyim son nefesimi
Dağları, taşları, nehirleri, dünya'ya ait ne varsa al rüyalarımdan
bir ben kalayım, birde şu kır çiçeği'.''
Yüzyıllık kır çiçeğiniz umarım açmıştır ve rüyalarınızdaki kır çiçeğiyle bir siz kalmışsınızdır dilerim...
Güzel bir yazı olmuş kutluyorum...Selamlar...
Evet bazen en azından rüyalarımızda olsun kendimizle baş başa kalmak istiyoruz, bu kalabalık dünyada bunu becere helal olsun demek gerek, yüreğinize sağlık, rüyanızdaki o nadide kır çiçeği sizinle olsun...
TÜM YORUMLAR (5)