Yoksulluk ormanında,
El yordamıyla
Yiyecek arayan
İnsanlar geçiyordu;
Uykusuz kara gözlerinden.
Şaşkın
Ümitsiz insanlar.
Bitkin minik ellerinin kovamadığı,
Sinekli yüzüne dokunan
Ilık nefesiydi yalnızca;
Açlık kokusuyla solunan.
Ölüme yakın,
Korkulu kalp atışlarına karışan,
Ağlamaklı çakal sesleriyle;
Dal kırılmalarının ürpertisinde
Yaşanan son yoksul gece tükendiğinde:
Uyanan uygar sabahın kenarında yatan,
İri gece gözlü,
Şiş karınlı ve annesiz/
Ölü bir çocuktan başkası değildi;
Dünyaya geldiği gibi çırılçıplak.
Kayıt Tarihi : 27.1.2006 14:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiiri aşağıda öyküsü yazılı olan fotoğraftan esinlenerek karaladım. Gazeteci Kevin Carter, Sudan'daki kıtlık sırasında açlıktan ölmekte olan küçük bir kız çocuğu görür. Gazetesinde yayınlanması için fotoğrafını çeker. Çocuğun beş metre gerisinde duran ve onu yemek için ölmesini bekleyen bir akbaba vardır. O da fotoğraf karesinin içinde yer almış olduğundan, fotoğrafı gören insanların, çocuğun akibeti hakkında güzel şeyler düşünmesine olanak kalmamıştır.Başında bekleyen aç bir akbaba ile kaderine terkedilen küçük kızın dramı, basında yer aldıktan sonra tüm dünyanın yoğun tepkisini görmüş ve gazetenin telefonlarının günlerce kilitlenmesine neden olmuştur. Açlıktan ölmekte olan küçük kız çocuğunu bir km. uzaktaki Birleşmiş Milletler yemek kampına götürmeyerek, yalnızca onun fotoğrafını çekmekle yetinen gazeteci Kevin Carter, pulitzer ödülünü kazanmıştır. Ancak vicdan azabına yenik düşer ve üç ay sonra girdiği bir bunalım sonucu intihar ederek yaşamına son verir.
İri gece gözlü,
Şiş karınlı,
Ölü bir çocuktan başka bir şey değildir;
Dünyaya geldiği gibi çırılçıplak. ' KUTLARIM SAYGILAR
Ahmet Zekai Yıldız Şirinizi okuyunca...
Nazım ustadın AÇLIK ordusu yürüyor Şiiri geldi aklıma....
Dik kalkemine teşekkür ...
Sevgiler...
TÜM YORUMLAR (10)