Acımdan Ölüyorum Şiiri - Hasan Hüseyin B ...

Hasan Hüseyin Beydil
1017

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Acımdan Ölüyorum

ACIMDAN ÖLÜYORUM

-Acıktınız, biliyorum. Ötüp durmayın, yeterince sıkıldım. Bir de sizinle uğraşamam.
-Anne! ... Anne! ...
-Yine ne var?
-Acıktııımmm…
-Babanızı bekliyorum. Nerede kaldıysa?
- Anne! ... Anne! ...
-Anladım, tamam…

-Hiç susmayın. Sakın, ha…
Sabah akşam ciyak ciyak ötün.
Kim var burada, kim?
Ne zaman doydunuz ki?
Tıka basa yeseniz yine ciyaklarsınız.

-Huu… huu… Komşu, komşu! ...
-Yine ne var?
-Ne yapıyorsun? Nasılsın?
-Acıktım… Acıktım…
-Bakıyorum da, çocuklar hiç susmuyor.
-Hiç sorma sabahtan akşama kadar hem de.
-Saat kaç olmuş, hala neden yedirmedin yemek?
-Babalarını bekliyorum.

- Şimdi geldim! ... Geldim! ... Çocuklar neredesiniz? Akşam oldu, yorgun argın geldim, hala kimsecikler yok. Bu çocuklar nerede? Yine nereye gittiler?

-Anne! … Anne! … Babam geldi.
-Hani nerede?
-Geldim, dedi. Ama çocuklar neredesiniz, dedi.
-Hayır, o yan komşunun babası.

-Şu adama kaç kere söyledim, şu gözlüklerini değiştir diye. Zamanında takmadı, takmadı. Gözleri iyice bozuldu. Yine evi karıştırdı.

-Şu havaalanını da burnumuzun dibine yaptılar, gece, gündüz kafa, beyin kalmıyor, gürültüden. Babanız gelse de bu gürültüde geldiğini duyamayız bile.
-Anne!... Anne!...
-Efendim canım..
-Bu büyük kuşlar acıkmıyor mu?
-Aklınız, fikriniz yemekte. Hiç başka bir şey düşünmeyin aman diyeyim.

-Kıyıya kadar geldik. Hala bir parça yiyecek bulamadık. Üstelik akşam da oldu. Evdekiler ne yaptı acaba?
-Ne yapacaklar dostum, biz ne yapabildik ki. Elimiz boş gitmemizin de hiçbir anlamı yok.
-Haklısın.

-Evden de uzaklaştık. Bu saatten sonra aç karnına nasıl döneceğiz?
-Offf…Offf…
-Oflayıp, puflama! ... Bir şeyler bulana kadar bakacağız.
-İyi de dostum, ne orman, ne dağ, taş hiçbir şey bulamadık denize de baktık. Hala tek bir yiyecek bulamadık.
-Haklısın. Ama aramaya devam etmeliyiz.

-Sizin buralarda ne işiniz var?
-Yiyecek arıyoruz?
-Yiyecek mi? Ha.ha.ha. Gülecek halim bile yok. Siz delirdiniz mi? Yiyecek mi kaldı da yiyecek arıyorsunuz? Kaç ay oldu tek bir balık bile bulamadık.
-Bizim için balık olmasa da olur, iyi de.
-Anlamak istemiyorsunuz anlaşılan. Geldiğiniz yere dönün buralarda hiç bir şey bulamazsınız.

-Bak onlarda yiyecek sıkıntısı çekiyormuş. Bu gidişle çok daha zor olacak. Yine ne düşünüyorsun?
- Diyorum ki, kuzenin yanına mı gitsek ? şimdi nasıl da yiyip içiyordur.
-Sirke mi?
-Evet.
-Aklın fikrin teslimiyette.

-Arkadaşlar! ... Arkadaşlar! ... Yeni birileri geliyor.
-Kim onlar?
-İki kuş.
-Nereye böyle?
-Yiyecek arıyoruz ve tek bir lokma bile bulamadık. Ormanlara, vadilere, dağlara baktık, hiçbir şey yok.
-Kutuplara kadar gittik, birileri her gittiğimiz yeri kurutmuş adeta. Biz de arıyoruz, ama yok, yok…
-Bu gidişle hepimiz öleceğiz.

-O da öldü. Artık hiç yumurtam kalmadı. Hepsi, hepsi öldü, daha doğmadan.
-Şurada biri var. Gel, yanına gidelim.
-Merhaba, nasılsın? Buralar da yiyecek bulabileceğimiz bir yer var mı?
-Hayır! … Hayır! ... Sakın buralardan bir şey yemeyin.
-Neden? Oysa insanların bir sürü yiyecek atığı varmış.
-Evet, doğru. Hem de dağlar kadar atıkları var. Hepsi zehirli ama.
-Nasıl! ...Nasıl?
-Evet, bakın tek bir yumurtam kalmadı, hepsi öldü.

-Hey!… Şu aşağıya bak. İnsanlar!...İnsanlar!...Şunlardaki rahatlığa bak. Yiyorlar,içiyorlar, hiçbir sorunları yok.
-Hiçbir yere de yiyebileceğimiz bir şey bırakmamışlar.
-Hey! Belki de Belki de iyecek bulamamamızın sebebi bunlar.
-Nasıl yani?
-Bilmiyorum, aklım çok karıştı. Açlık bir taraftan, yorgunluk bir taraftan.
-Evdekileri düşünmektendir.
-Kimbilir belki de doğru söylüyorsun.
-İyi de bunu nasıl öğreneceğiz?
-Bilmiyorum.

-Onca yol gittik, geldik ve eve de ulaşamadık hala.
-Bugün çok yoruldum.
-Ya ben kanatlarım neredeyse dökülecek.
-Eve nasıl gideceğiz? Hala çocuklar için tek bir yiyecek bulamadık.
-Bilmiyorum, bilmiyorum... Sorup durma çıldıracağım.

-Haydi, çabuk, çabuk lağım fareleri. Onlar bilir, nereden yiyecek bulacağımızı.
-Onlar da bilmezse¸bu iş buraya kadar.
-Hey! Merhaba. Nereden yiyecek bulabiliriz?
-Siz dalga mı geçiyorsunuz? Hiç bir yerde yiyecek kalmadı. Biz de gidiyoruz buralardan.
-Nereye?
-Yiyecek bulabileceğimiz yerlere.
-İyi de biz kutuplara kadar gittik ve tek bir yiyecek bulamadık.
-Ne! Ne! Ne!
-Evet, bu doğru.
-Bittik, mahvolduk demektir.

-O günleri hatırlıyor musun?
-Hangi günleri?
-Eve çocuklara yiyecek götürdüğümüz günleri.
-Evet, çok güzel günlerdi.
-Ben eve bu halde gidemem.
-İyi de ne yapacağız?

-Anne! Anne! Babam neden gelmedi? Ne zaman gelecek.
-Bilmiyorum, çocuklar. Ben de merak ettim.
-Açlıktan öleceğiz mi anne?
-Elbette hayır. Ne yapıp, ne edip babanız yiyecekle dönecektir.

-Gel artık gel. Çocuklar daha fazla dayanamayacak. Elimden geleni yaptım. Ama buraya kadarmış. Eski günlerdeki gibi hadi yiyeceklerle yavrularımız için geri dön.

-Yiyecek, yiyecek…
-Evet, evet. Artık eve dönebiliriz.
-Ama! Ama! Ne bunlar bu böcekler kurumuş. İçleri boş bunların.
-Nasıl olabilir bu?
-Güneş, güneş yakıp kavurmuş.

-Onlar gibi yok olacak mıyız?

-Arkadaşlar nereye?
-Gidiyoruz.
-Neden? Yiyecek kalmadı.
-Nereye?
-Bilmiyoruz.

-Çocuklarım, çocuklarım… Neredeler? Yuvamız yok olmuş. Kim yaptı? Kim yaptı bunları? Artık yok onlar. Biz de yok olacağız. Herkes gibi.
-Neden?
-Bunların olacağı belliydi.
-Neden?

-Fabrikaların yıllarca ürettiği kirlilik, bacalara takılmayan filtreler kirletti. Yüksek yüksek yapılıp etrafı sözde kirletmeyen fabrikalar diğer bölgelerde sülfür dioksite sebep oldu.
-Bir yılda bacalardan çıkan milyonlarca ton sülfür dioksit asit yağmurlarına sebep oldu ve ağaçları kuruttu.
-Kömür gibi fosil kaynakların uygun ve zararsız bir şekilde kullanılmaması ve bunların atmosfere bıraktığı gazlar.
-Spreylerin çıkardığı aerosol kirliliği yüzünden ozon tabakasının yüzde beşi azalmakta ve bitki kaynaklarını yok etmekte.
-Uzay mekiklerinin çıkardığı gazlar.
-Kesilen ormanlar.
-Arabaların eksozlarınn çıkan gazlar.
-Sonuç, yok oluş.

HASAN HÜSEYİN BEYDİL
10.12.2009 12:22:59
10.12.2009 03:45:00

Hasan Hüseyin Beydil
Kayıt Tarihi : 15.1.2020 06:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hasan Hüseyin Beydil