yalnızlığımla sarılırdım ikindilerine
portakal çiçekleri yeni yeni açardı
gölgeler yorgunlaşınca mavileşirdi ayrılık
susardım
düşlerimdeki konuşurdu bulutların seyriyle
o sen miydin yabancılığım mıydı yalnızlığıma bile...
köşe kapmaca oynardı heyecanı umutlarımın
bir bardak suyu kendim gibi içmek için
okşardım ağaçların caddelere şefkatini
sabah ayazında bakışları arkadaş iki serçe
anımsatınca dolmuş camlarının buğusunda gözlerini
ağlamazdım belki ama öperdim sıcaklığının anısını...
ben yaşlandıkça uzardı acılarımın boyu
anılarımın yoğunluğuna eş bir bulmaca gibi
çözülmeyi bekleyen gizli bir zamanken ölmek...
sakardı yüreğimin atışları yeniktim sana yaklaşmaya
can simidim olurdu konuşmalarımı soğuk soğuk kesişlerinde
can evinden kaçmaya alışık bir çocuk olmalarımın toplamı
seni sevmek...en büyük küskünlüğümdü sabahın hevesle gelişine
bir bilinmezliğe gelişine...ben hariç bütün bilinmezliğe...
saatleri öldürdüm
zaman katiliyim yerli yerindeyken bütün yaralanmalar
cinayetlerimin üstünü örtmeden aniden sesinleşince sabredememek
kahkahaları duyulmaz olurdu akıp gidenin
takvim yaprakları boş
durupdururken diye bir şey kalmayınca
bir ayrılık bükerdi sonsuzdan ötenin boynunu
seveceksin beni...çaresiz...
ve sen sen olmaktan çıkınca
aslında o zaman sen olurdun
bense hep sende bendim sensiz
ben ben olmayı sensiz öğrendim sende
sen sen olmayı bende benimle
çare...sis...
Kayıt Tarihi : 30.3.2011 01:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!