Yortularla yoğrulan yürek
Bir kış gününde karsız ve baransız
Akciğer acısı astım sarısı
Ve tüten bacalarda kıvrılan duman
Acılar çekilen zemheri yarası
Ne bandolar çalındı sen giderken
Ne ağıtlar yakıldı arkandan
Onulmaz ve dipsiz bıraktığın acılarım
Ve sen giderken gitti izinden
Kalbimin ve ruhumun ikinci yarısı
Sen morg rıhtımlarında aranan lal taşı
Ne koltuk altına söğüt dalı verilmiş
Ne de sıra selviler altına bir dağ gibi serilmiş
Sen sevdamın İsmail’i beyazlar giymiş
Sen can evimi tırmalayan matem karası
Senin yüzünden kırık bir kova gibiyim çiçeksiz
Ve tok kollu müsabakalarda yenik kahraman
Nerde sulanacak boynu bükük çiçekler
Nerde Şampiyonluk kemeri
Acılar içreyim
Ne dostum yeşertilmiş bahara
Ne yaz güneşinin kavuran sefası
Ne ıssız denizlerde yakamoz
Ne de çöle düşen damlayım
Ben ruhunda fırtınalar tıkmış gardiyan
Ben otuzlu yaşların bilinci
Ben ay yüzünde sancılar gören adamım
Ra’nın kağnılarıyla sürüklendi ağlarım
Bu dolaştığım kaçıncı vadi
Bu döktüğüm kaçıncı asfalt sevda tohumlarına
Kaçak güreştiğim bininci seher
Mürekkebi kurumadan kaybettiğim kalemler
Kapı altlarında yitirdiğim anahtar
Sorguda hesabı verilmemiş sual
Yitik ülkem yanık türküm
Mektubumun bitmezi Yağmurbey..
Kayıt Tarihi : 8.3.2021 01:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İkiz iki çocuğunu doğduğu gün kaybeden bir babanın acılarını içerir
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!