Düşümde dolaşan, ürkek ürpermiş tepkili bedenim
İmgeli bakışları gitmeden daha o ela gözlerimin
Bir sabah vaktiydi, daha buğusu çözülmeden çiğin
Nehrin çağlayışı gibi akarak geldi üzerime üzerime
Yürek dayanmaz sevdanın meftunu misaliydi çarpan kalbim
Dur diyemezdim, git diyemezdim, olmaz diyemezdim
Aktörü bendim ne çare, kontrolsüz bir serüvenin içindeydim
Vefasız bir yâr gibi hayallerimi yıkarak geldi üzerime üzerime
Hep sevgiye çıkardı ya, hani o yaptığım kireçtaşı yollar
Bizim çeşmemizdi basamaktaki şıp şıp diyen damlalar
Büyük bir ahengin düzeni içindeyken çalışan kazmaçlar
Göğün gürleyişi gibi apansız geldi üzerime üzerime
Kavlakları, çatlakları izlerken birden uçuverdi kınalı kekliğim
Daha dün derin lağım delikleri arasında ateş çayı içtiydim
O batarlık devasa kayanın ardında manyetoya basmıştım
Yağmurun sağanağı gibi çarparak geldi üzerime üzerime
Bir sabahtı geldi Açık Ocak’ta basamaklar üzerime üzerime
Bir çaresiz, bir umutsuz, bir amaçsız, bir perişan bakışlardı
Cemal çavuş ve diğer tüm madencilerin hepsi de oradaydı
Her biri savaş meydanında, sanki Mustafa Kemal’in eratıydı.
Kayıt Tarihi : 22.3.2013 13:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Açık Ocak Madenciliği yaparken yaşanan heyelan üzerine yazılmıştır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!