Ellerim elinize değerse
öğrenirdi konuşmayı
Ve
hiç dokunamayışın hüznüydü susmak
I
Her sana gelişimde
yoklanmıştı avuçlarım
gül kokusu var mı diye
Bir de
Nüfus Cüzdanımdı tutsak
gıpta etmeyesin diye
'hürriyetimize'
Kandıramamıştı seni
bin yılık büyüsü bile
kutsal zeytin tanesinin
Onur açlığının yirmi dördüncü gününde
Senin için
bir hayli daraltıldı gözenekleri tellerin
Makarada iplik cisminle süzülüp
ellerime dokunursun sandılar
Bize de
’Önünüzdeki gergin tellere yaslanmak
yabancı bir lisanla konuşmak yasaktır’ dendi
Sadece kirpiklerim hoşça kal dedi sana
Ellerim arkada kenetli kaldı
II
Senin ellerine değmek istedim dostum
Kalbin avucumda atsın istedim
Uyku kahpeliğin muhabbet telalıyken
sıcacık bir “Günaydın”dı gözlerin
Mırıldandığın türkü
elden ele nefeslenen bir sigaradır damda
Sen sen ol da dam için
Gözlerini unuttuğun
şu mahzun adam için
kendine kemlik etme
Gül kokmaz avucum nefesin yoksa
Kayıt Tarihi : 5.8.2007 12:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!