Ne oyuncaklarları ne topu oldu, umudu kırık ve paramparça
Acının ellerinde, omzlarına ağırlık çöken
İçideki külenmeyen yangınla
Sussuz toprağın
Çatlağı gibi
Yüreği paramparça olan
Kahpe yoksulluktan
Çelimsiz bedeni
Ha yıkıldı ha yıkılacak
İstasyonlarda
Metrolarda
Sokaklarda mızıka çalan
Sevgiye, şefkate muhtaç
Ama
Payına acı düşen
Şu büyük kentin
O varoş çocuğu
Benim
Ailesi
Anadolu'nun
Sıradağların ardından
Kederini yollara vuran
Yoksulluğun
Elinden kaçıp gelen
Kendi toprağında
Mülteci olan
Soğuk kış
Sıcak yaz günleri
Fukaralık
Balyaısı hep sırtına olan
Boynu bükük
Her mevsim her ay, yaşamı bölük pürçük
Ucu kırık mızıkasından, gözyaşı çağlayan o çocuk benim
Payında acı, çile dolu olan kapkara bahtım, yoldaş bana
Metrodayım, sırtımdaki okul çantam
Dudaklarımda hiç susmayan
Mızıkam var
Mızıkamdan
Lirik melodiler
Gözyaşımın
Notasız çığlığlıklarına dökülüyor
Off dümeni bozuk
Dünya
Bana
Gökten yıldız toplamak
Hayalı
Bana
Ekmek buğusundan gelen
Koku
Bana
Bir çıngılda iki üzüm danesi bile yasak
Elbet
Bir gün
Dolunaylı geceden
Ömrümün
Sabahına geçerken
Büyüyeceğim
İçime umut çekerek
Ernesto Che Guevara gibi
Güneşle gözg-göze gelip
Boylu poslu bir devrimci olacağım
Üstünde özgürlük yazılı mızıkamı,
Profilime koyacağım
Her vagonda, her metroda mızıka çalan, yoksul bir çocuğum
Acım ıslık çaldıkça
İçim
Kendime ağlıyor
Çatlak dudaklarımda
Mızıkam var
Meraklılar
Fotoğrafımı çekiyor
Ben, mızıkamı çaldıkça
Ateş misali tutuşan
Yüreklerde
Bahar
İz kalıyor
Bir vicdan uyanıyor
Para verirlerse kalem, defter alır okur
Şu ıssız dünyamda, mesut olur sevinirim
Mehmet Çobanoğlu
09.06.2022
İstanbul
Kayıt Tarihi : 10.6.2022 16:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!