Şakağımda dokuz otuz sekizlik,
Gümüş işlemeli mermi çekirdeği parlarken,
Yaşamla ölüm arasında dokuduğum,
O meşhur kilimin en asi motifinde,
İpek sırma ipliğin üzerine düşen,
Gam gölgelerini,
Sen hiç gördün mü açelya...
"Ağustos'ta İstanbul'a,
Bir kere yağmur yağar" diyen şair,
Sizin köyün yamacını mesken tutalı,
Yirmi yedi sene doldu.
Onu doğuran toprak, seni doyuran ana,
Bizi aynı kabın içinde ölüme terk etti, açelya...
Kıyamet saatini öne çekme isteğim bundandır hep.
Yoksa özlemedim mi zannediyorsun,
O incir ağacının altında,
Orta kederli kahvemi içerken,
Her defasında hasrete sönen,
Bir kaç sigara tüttürmeyi.
Varsay ki sen;
Koşulsuz ve koşutsuz,
Ve de koşumsuz, sevgilimin,
Yani ebedi aşkımın,
Gecelerime katıksız hüzün düşürüp,,
Baharımın son mevsiminde,
Hisseme "kutsi armağan" diye yazdığısın.
Eros ile Zeus'un üzerinde kavga ederken,
Olimpos tarafından kokusu çalınan,
Prangasız kırların prensesi, açelya..!
Fakat bu gün,
Ustasından öksüz kalan, kara sabana
Kör keserle tersinden vurmak günüdür.
Demliklerle lades tutmak mesela,
Çay bardaklarını birer ikişer,
"Geliyor" çıkana kadar kırmak günüdür.
İnanmayacaksın belki ama,
Bu gün,
Ağustos'un on dokuzuncu günüdür, açelya.
On dokuzuncu günü.
19.08.2014
İstanbul
Kayıt Tarihi : 19.8.2014 23:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Cevat Varlı](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/08/19/acelya-ile-siir-boyu-bir-soylesi.jpg)
ve onun saatini öne çekme isteğim bundandır hep.
TÜM YORUMLAR (3)