yaşamın şifresi
dökülürken ağaçlardan
kanlı sesleri duydum
yıllarca prangalarda
aramadım umutlarımı
yörüngesiz pusulalarda
çizdim..kararsız ölümleri
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
düşünce ve duyguların ritmik dansı bi şiirimle yorumluyorum :
Aşk Bana Karanlık
Gördü gözlerim görülmeyeni,
Duydum söylenmeyen sözleri,
Sildim artık yüreğimdeki izleri,
Sakladım benden kalan her gizi...
Aşk bana karanlık,
Eski adım yalnızlık,
Son noktaydı ayrılık,
Şarkım oldu ıssızlık...
Tanımsız kaldı cümlelerin kaderimde,
Bak yok oldun ruhumun penceresinde,
Sadece bir şarap damlasısın kadehinde,
Yalvarsan da dönüşüm yok yeminimde...
Aşk bana karanlık,
Eski adım yalnızlık,
Son noktaydı ayrılık,
Şarkım oldu ıssızlık...
Hülya Arda
tebrikler efendim +10 anto
HACİ TİMURTAŞ 2
İmge betimlemeleriyle özgün bir yürek serzenişi.
ellerimi tut ki.
saatler çalınmasın şafaklarımdan
gideceksen..git ki..
yıldızlar üşümesin ayazlarında.
Özellikle final çok harika.Yazdıran yürek gücüne ve emeğinize sağlık.
Acaba..
yaşamın şifresi
dökülürken ağaçlardan
kanlı sesleri duydum
yıllarca prangalarda
aramadım umutlarımı
yörüngesiz pusulalarda
çizdim..kararsız ölümleri
yok ettim beyazları duvaklardan
dolanıp durdum
dokunulmamış kıtalarda
akşamlar yıkanırken derelerde
kıpırtı bekledim hep..hecelerde
senin yanında mutluyum
demek
kolay mı sanırsın? !
kutsal sözler kırılırken dudaklarımda
ülkesiz bir devrim bu
boğazımdaki düğüm
anlatamadıklarımın sancısı
kirpiklerimde yıpranan sürgün
kıraç bir göz..
geçerken aralıklardan
keskin bir çığlık..
donar karanlıklarda
karşılıksız bir gül mü.? .
büyüttüğüm saksılarda
çok özel bir ad
istemiyordu oysa
unutulmuş onur
bahçenin en kuytusunda
bilindik bir şarkı
dökülür.. dağların yamacından
çırpınışlarını duyar gibi olurum
güvercin kadar hafif
o bakışlarında
ellerimi tut ki.
saatler çalınmasın şafaklarımdan
gideceksen..git ki..
yıldızlar üşümesin ayazlarında.
Ali İhsan Atiş
*****SAIR*****
*****SIIR*****
Vesair...Vesair....Vesair
Ne varsa ilettim Saygi'ya
DAIR...
NOKTA
harikasınız
çok güzeldi yazan yüreğe selam olsun
saygılar kaleminize
Anlamlı ve harika bir şiir okudum kaleminizden... Ali İhsan Bey, kaleminizi saygıyla ve tam puanla kutlarım... Güneri Yıldız
YÜREĞİNE SAĞLIK DEĞERLİ DOST.... GÜZEL BİR ŞİİRDİ...
gerçekten çok hoş güzel bir şiir.gönlünüze sağlık tebrikler..
Harikaydi Ali ihsan bey yureginize saglik guzelikler seninle olsun***Tam Puan***
Harikaydi Ali ihsan bey yureginize saglik guzelikler seninle olsun***Tam Puan***
Bu şiir ile ilgili 49 tane yorum bulunmakta