Hüzünlü yüzüm
yüreğini
balkon soğuklarında
kaç avuntu sonunda yaşama tutundurdun ?
kaç ayazı iliklerine işledin ?
kaç defa meydan okudun o ince bileklerinle
gece vakti
dışarıda hayat hırıl hırıl akarken
benim hayat bulduğum insan
kançılanmış göğsüme yatıyor
Burnum tünemiş lacivert incimin saçlarına
sessiz sessiz
kalbim kırmızı bir güneştir
İlk ışıklarında seni aydınlattı
sana ısındı
Sana değindi
Yoruldum artık günleri solmaktan,
Kırılmış fabrika bacalarının
kızışmış zehiri olmaktan,
Kendi içinde bir yere sığamamaktan
Yoruldum
Sevginin tomurcuğunda sevişmeler doğuyor,
küçük küçük öpücükleri
büyütmek gözünde sevgilinin...
Yanımdasın,
karıştık biz.
Sevgimiz kara çınar bir ağaçtı,
Senin çehren benim halkımın istikbali
Her karışında bir bağımsızlık simgesi
aydınlık ve umutlu
Kutsallığın yüzü
namlu ucuna dayanmış gözbebeklerime bak
mert ve korkusuz olabildiğince
başım otobüs camına yaslı
birden otobüs doluverdi
az kişi indi çok kişi bindi
birden yüreğim alevlendi
yanakları al al idi
Köpürüyor içimdeki sevgi çağlayanı, acımasızca köpürüyor.
Hayretler içerisindeyim kalbim!
Nasıl taşıyorsun böyle!
Doludizgin bir sevgiyi.
Beni acılarımdan yont,
taşra bir güzelliğe benzet.
uzak ülkelerin, uzak insanlarına
bu güzelliği bahşet,
bin acı bir güzelliğe nasıl sığar
bunları anlat.
Tökezleyen inancımı yeşert ve yaşat
ve
ellerinle
kopardığın
örselenmiş
dikenli gülleri de.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!