Anam beni bağ bozumunda doğurmuş
O sebepten doğum tarihim bellisiz,
Doğum zamanım ise “bellikli”
Ölünce mezar taşıma tarih yazılmasın
Ölüm tarihim olmasın
“Öldüğüm zaman” belli olsun, yeter ki..
Yağmur dahi yağmıyor
O yerlere ki, hem lanetli hem zehirli
Karı unutalıysa oldu bir hayli
Aurası sinmiş insanların göklere
Beyazlık silinmiş, belli
Giyip giyip çıplak kaldık
Yedik yedik aç
Takıp makıp takılandık
Durma durma saç
İçip içip sızılandık
Kırık testili müzahref dershâne,
Politik aforizmalı ekonomik bahâne
Tart, tartış; art, art-iş; şşşşşşş…
Bir jenerasyon daha gitti. Şahâne!.
Mis gibi mistik, mediatik divâne
DÜŞÜKLER düşünde
Düşlerler DÜŞÜKÇE
DÜŞSE DE düşenle
Düşerler DÜŞÜNLE
Düşense DÜŞÜNCE
FELSEFELESEK Mİ?
Her şey zıddını besler içinde
Kalabalıklar yalnızlığa gebe
Karanlıklar aydınlığa, kaos kozmosa
Heyula yekinip kendine geliyor
Seherin serinliği değmesin için
Ta geceden saldım ruhumu
Biraz aymazlığa, biraz vurdumduymazlığa..
Hiçbir şeyi haylamam artık
Dönen dolapların formülü,
Berkittik, biriktirdiğimiz o kadar şeyi
Çamurdan ve çöpten fikirlerimizi
Yalanın, yalın ve yılan tısındaki
Şehvetli kelimeleri, ayılttı
Vesveseyle bizi
Dert söyletir derler, geceler yoldaş
Çaya sohbet gerek, çaycıya çayyaş
Meyleri dökse de sevinir ayyaş
Bardağı kıranlar peymâneci mi?!..
Varlıktan habersiz varsılımız var
Kente dökülmüştü tüm sezgilerimiz,
Bazısı araç lastiklerine ciklet gibi yapışakaldı,
Kedilerin yollarda ezilen bedenlerine müşabih.
Bir kısmı karanlık menfezlere sızdı,
Bir kısmı aylak bedenlerde karar kıldı.
Neye, kimle kılıf bulduk,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!