Bir şiirin zulasında saklıdır aşk
Herkesin anlamaya çalıştığı
Garipçe duygu gözlerden yüreğe akan
Kaçıp kaçıp kurtulamadığın
Sonunda o masum sen suçlu
Hep pişmanlıklarından bahsediyordu onlar
Bir deneyimin pis kokusu ağızlarında
Sevda yükünü sırtlamış çocuklar
Yüzlerinde ne olursa olsundan kahkahalar
Torbaya daldırıyorum ellerimi
Her şeyden biraz
Kelimelerin sustuğu yerdeyiz gözlerce
Neyimiz var aşktan gayrı
Olur mu olmaz mı değil
Yaşamın durduğu
Ya da en güzel aktığı an
Bir şey söylesen tek bir harf
Şarkıların yetmediği yerde
Yeni besteler yaptım kendime
Sadece içimdeki notaya uyan
Bakma öyle sessizliğime
Beynimde rihtersiz depremler
Dilimde fırtınalar koparan cümleler
Gizli kalsın
Bahsetme kimselere
Nereye bakıyorsun diye sorarlarsa eğer
Gökyüzüne de
Biliyorsun
Güzel olan her şeyi
Öyle bir zaman ki
Mutsuzuz
Yalnızlığımızı gülüşlerimizle boğacak kadar
Sağırız
Doğa ananın melodisini duymayacak kadar
Gittikçe çoğullaşan sevgilerde
Gittikçe çoğalıyor intiharlar bu kentte sevgili
Sabah iki ekmek alırken görmüştüm oysa
Başına sıktığı kurşunla yitip giden
Mahallenin en komik adamı Remzi Amca'yı
Bir insan bu kadar mi belli etmez öleceğini
Madem ölecektin aldığın ekmek niye
Bir sayfası eksikti ömrümün
Biri acımasızca çekip koparmıştı
Hikâyemin en güzel yerini
Zaman akıp giderken umarsızca
Belki otuzlu
Belki daha erken yaşlarımda
Öyle kırgın
Öyle mahzun bakma yüzüme çocuk
Gökyüzünü siyaha boyamadım ben
Bir asi rüzgâr alıp götürdü uçurtmanı
Biliyorum hep baban suçlu
Almadı söz verdiği kırmızı bisikletini
Her şeye kötü yönden bakma sevgili
Kavuşsak şair olamayacaktım belki
Kötü de olsa
Bir iki mısra taramayacaktım saçlarını
Kuşların dilindeki şarkıyı anlamaz
Turnalara vurulmazdım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!