Gün batımını gökyüzünde izliyorum
Ayaklarımın altında dünya
Karşımda şems yanımda kamer
Tüm mesafelere inat;
Dokunuyorum güneşin sıcaklığına
Ültimatom veriyorum Samanyolu'na
Sen bu uzun gecenin hatırına
Rengini henüz bilmediğim göz bebeklerinin hatırına
Üşüyen yürekler için,
Kimsesiz ölen aşıklar aşkına
Gözyaşıyla pişirilmiş, tuzlu ve acı kahve hatırına
Saatler ve yüzyıllar için
Sancılar yarasa kanatlarından tutunmak hayata
Dilaltı yaraları kadar tatsız acıyla
Kıyasıya yanılgılar içinde aşılıp geçilmeyen
Ne büyük ahmaklıktı korku ve karanlık oysa
Kırlangıçları bekliyorum, gözlerim gökyüzünde, elimde ekmeğin ucu kesik ve ufalanmış.
Çiçekleri bekliyorum, elimde bir bardak su, gözlerim yeryüzünde.
İyi yürekli insanları bekliyorum, elimde bir şikayet mektubu, gözlerim mezarlıklarda.
Eskiciyim virane olmuş Gönüller'in, sevdaların, aşkların.
Mutluluğun ve acının.
Çocukluğunu kaybetmiş tüm ihtiyarların, ihtiyarlarını kaybetmiş tüm çocukların.
Dilenciler ve krallar kardeştir ikisi de yalan söyler.
İkisi de insanlara yalvarır, ikisi de gözü açık ölür.
Şairler ve kuşlar aslında kardeştir
İkisinin de dedikleri kulağa hoş gelir
Ama ikisinin de ancak dilini bilen anlar
İkisi de vakti geldiği zaman her şeylerini bırakıp Göçer
Her şey buz kesen bir havada üşümekten titreyip
Sobası yanan bir evde bir bardak çay veyahut ıhlamur içip ısınmak gibi
Okumayı öğrenen bir çocuğun hayatı hecelemesi gibi
İftarlı uzun bir günün ardından, yediğim ilk lokma içtiğim ilk yudum su
Sıcağın altında teri toprağa düşen ihtiyar yürekler gibi
Gönlümde binlerce yıllık savaşın gizli sebebi saklı
Nazenin ruhumun payitahtında deprem
Cennet misal düşlerimin hanesinde tarumar
Kesmişler ümit yollarını kim bu eşkiyalar
Gönül Saray'ında huzurumu bozanlar
Kalp dergahımın kapısını paldır küldür kıranlar
O muhteşem hazineyi çılgınca aşıranlar
Kalp arasına sıkışan eski hatıralar seni canından bezdirir
Yüreğini deşer, çetin yalnızlığında avazın insan delirtir
Ne kalem yazar ne el tutar ne gönül hali anlamaya takat getirir.
Alem içinde alem olursun, alem sana dar gelir
Bir aşığın kervana katılıp gitmesi kuşları incitir.
Bir yürek ölür, şiir ölür, gece ölür, sabah ölür, cinayettir.
Sensiz bu kupkuru gönlüme, bilsen nice yaş düştü
Zaman tüketti sabrımı, bilsen payıma ne büyük hicran düştü
Senden gelecek küçücük bir vaadine, dilimden nice büyük dua düştü.
Yokluğunun ruhumda tesiri deliliktir.
Sürgün dünyada bana, kapkara kuyularda Yusuf'un hali düştü.
Girdaba girdi aklım, bu düşünme yolunda, aklıma meczupluk düştü.
Eski bir efsanedir yaşamak
Tarih sayfalarına hiç yazılmamış
Kırlarda dolaşan çocukların yüreğinde saklanır
İhtiyar şehirlerin sokaklarında gezinir avare
Ocak başında ısınan avuçlarda gizlidir
Yol bekleyen gözlerden süzülür gizlice
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!