Yağmur yağıyor, inceden inceden.
Seyre daldım dışarıyı pencereden,
Kuşlar tüneyecek yer arıyor,
Kimi pencere pavrazlarına,
Kimileri yapraklar arasına.
Damla damla düştüler.
Türk-İslam âlimleri serisi – 9
VEKİ BİN CERRAH
D. (H. 127) 744 – Ö. (H. 197) 812
Türk-İslam âlimleri serisi – 10
VAKİDİ
D. (H.130) 745 – Ö. (H. 207) 822
Onun tam adı; Ebu Abdullah bin Ömer
Ne bir hasret yıktı beni.
Ne bir çile büktü beni.
Dünyaya bağlanmadım ki;
Her gün, her gün üzsün beni.
Yalan dünya, yalan dünya.
TÖVBE
Tövbe! ...
Sözlükte vaz geçmek, geri dönmek demektir,
İşlenen suça, Allah’tan af dilemektir,
Tövbe ile sonsuz rahmeti beklemektir,
Yüreğimde bir sıkıntı var,
Derin derin sarsar beni.
Hem hüzün, hem sevinç,
İkisi birden yakar beni.
Ağlamak gelir içimden her an,
Fırtınamıydı neydi o esen?
Gelip de şu halimi görsen,
Çile çekmek nedir anlarsın,
O zaman bana acırsın sevgilim.
Ağlamak boş yere burada,
Dağlardan büyük benim aşkım.
Denizlerden geniş benim gönlüm.
Okyanuslar kadar benim sevgim.
Çünkü; dağdan denizden de büyüğüm.
Dağ der doruklarıma çıkamazsın.
Sordum bir gence:
Mânâ ve madde arasında ne fark var diye?
Mânâ: Hâyal, bomboş dedi.
Madde: Zevk eğlence, hoş dedi.
Hep maddeye koşmuş bu dünyada,
Gezinmiş hep zevk dünyasında,
Havai bir tavır içinde başladı söze;
İçki, eğlence, zevk madem var; tatmalıyız.
Dedim; Ama Allah akıl, fikir vermiş.
Daha yaşım genç, ileride tövbe ederiz.
Dedim; Yarına senedin var mı senin?
Bırak boş lafları, yorma beni be dayı.
Hos bir siirdi Ustadim guzellikler seninle olsun saygilar *** Tam Puan ***