Efendilerin efendisi köylüm.
Şehirdeki hayatı da gördüm.
Kalabalıkta eridim bittim.
Sen temiz havaya devam köylü.
Ne güzelmiş traktörle gezmek,
Bazen yeşil renk almışsın,
Bazen de kuru bir ot.
Bazen, tere, marul, maydanoz,
Bazen de ot denip kalmışsın.
Bazen kara bir nokta olursun.
O zaman ki yeryüzünde yalnızsın.
O, Vapur düdüğü,
Hala kulaklarımdadır.
Seni benden kopardığı gün,
Boynu bükük rıhtımdaydım.
Öylece kalakalmıştım.
Lanet edesim geldi, vapura.
Canım hep sana emanet,
Aramıza giremez ihanet,
Polisim can bekçimdir,
Var olacaktır ilelebet.
Seninle huzur bulurum,
RÜŞVET
Rüşvet! ...
Her devirde, her toplumda sürmüştür hüküm,
Çıkar için kişiler olmuş iki büklüm,
Bozulmasına neden olur ana mülkün,
OLMAZ İSE
Zor kolaya gebe denmiştir.
İnat çözüm üretmemiştir.
Can teninde zorlanmış ise,
Kurtuluş yakında demektir.
‚Ölmek“ düşün bu kelimeyi,
Söylemesi ne kadar kolaydır.
Bu dünya öyle bir dünya ki;
Bu kadar arsız ve hırsız varken,
„Ölmek“ en iyi kelimedir.
Dertler senin imtihan şeklin,
İmam elbet verecek telkin,
Sabır var sabır, sabır, sabır,
Sabretmenin sonu mükafattır.
Değmez dünyaya ehemmiyet,
Türk-İslam âlimleri serisi – 69
ÖMER HAYYAM
D. 1048 – Ö. 1131
Tam adı; Gıyaseddin Eb’ul Feth Ömer ibni
Hak-Hukuk yolundayım,
Hep adalet divanındayım,
Takva ile coşmaktayım,
Ömre bedel, iman etmek.
Huzur bulmakta gönlüm,
Hos bir siirdi Ustadim guzellikler seninle olsun saygilar *** Tam Puan ***