(Aşere-i Mübeşşere’nin üçüncüsü)
Hz. OSMAN (RA)
Altı sene sonra doğdu Fil Vakası’ndan,
Ticareti devraldı tacir babasından,
Yıkma beni, ben kalkamam.
Eziklik içinde hayatım oldu.
Ben, beni asla anlatamam.
Kalemim hep sırdaşım oldu.
Karşı gelme, bildiğin az.
Minicik, tefecik ellerin.
Simsiyah, tatlı gözlerin.
Nağmeler söyler dillerin.
Sen bir hayatsın yavrum.
Sana dünyalar feda olsun.
Bir yanda açlık, bir yanda da bolluk.
Acımasız,vicdansız bir düzen kurduk.
Batı, batı deyip hep haksızı savunduk.
Bizler zor adam oluruz canım..
Zalime destek, mazluma köstek.
(Uhud Şehidlerinden, Can Şehidlerim: 9)
Amr İbnû Cemûh (RA)
Cahiliyye’de her evin bir putu vardı,
Her sabah-akşam, bu putlara taparlardı,
Kuldan niyaz eyledim hakkımı,
Doğruluk, hakikat benden de çıktı.
Güvenip sundum ona davamı,
Müfritte, serkeş zalim sultan çıktı.
Necat konusunda var bin müfrit,
(Aşere-i Mübeşşere’nin beşincisi)
Hz. Zübeyr Bin Avvam (RA)
Resûlün halası Safiyye’nin oğludur,
Annesi O’nu “Ebu’t-Tâhir” der çağırır,
(Aşere-i Mübeşşere’nin altıncısı)
Hz. Talha Bin Ubeydullâh (RA)
Talha bin Ubeydullah bin Osman bin Amr,
Bin Sa’d bin Teym bin Mürre bin Katb,
(10. Büyük Peygamber)
Hz. İSHAK (AS)
Sâre, doksan yaşında bir ihtiyar,
Melekler dedi ki; Rabbim lütufkâr,
Y İ Ğ İ D İ M
O güzide ashap ki “lâ” dedi dünyaya,
Demişlerdi, “kâl” için gelmedin deryaya,
Hâl ile gideceğiz dergah-ı divana,
Asr-ı Saadet örnek olmalı yiğidim.
Hos bir siirdi Ustadim guzellikler seninle olsun saygilar *** Tam Puan ***