Seyyâh olup da bu âlem sahrâsında gezerken
Üç hâneye uğradı yolum mecaz köprüsünde
Diyâr-ı gurbet gurûbunda yâr zülfün çözerken
Bülbül eyledi beni mekteb-i aşk kürsüsünde
Hüsn elinden içtim aşkın şarabını doyunca
ey gevher-i vahdetden neşv ü nemâ eyleyen
hazânın dahî hoş idi bahârın ne güzel
cilve-i cemâl ü celâlde nidâ eyleyen
ezhârın ile hem-dem olmuş hârın ne güzel
zîver-i hadîka-i hüsn ü behcet misin sen
denize çalınmış parmaklar
üç sabah
ve yay kirişlerinde
ıslık çalan
altı parça kalp
Fezâ-yı gamda ey dilber meh-i tâbânsın bu gece
Zebân-ı dilde sen kâfiye-i şâygânsın bu gece
Hayâlin şem’ini ki âteş-i aşk şu’lelendidirdi
Yine kalbimde başka âfet-i devrânsın bu gece
Seyreylemek için cihânı
Çıktığın yollarda
Görmek, ey seyyâh
Tanımak seni
Dost selâmından
Hayâl kâğıtlar üstüne
Çekmede kalemim üç elif uzunluğunda âhlar
Akıl ermez eşiğine
Dönmez iklîmine eren seyyâhlar
Ve sen
ellerimde
bir rüya mevsiminin külleri
gönlümde
asırların utangaç gülleri
kapına geldim
Ey sâkî-i devrân meclisi vîrân eyleme
Bir kez olsun kenâr-ı perdeden bakıp gitme
Uşşâkın sînesini misl-i külhân eyleme
Âteş-i hecrin ile âlemi yakıp gitme
Tâkat yok üftâdelerde ardınca gelmeye
Sakın kanat açma
Yoksa öleceksin
Yangın var yüreğimde
Anla artık
Nasıl başını kaldırır bir gonca
Bakıyor yağmur
Güneş rengi ışıl ışıl
Bir nisan goncası titrerken
Yüreğinde şelâle
Başı şebnem saçı şebnem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!