iki alamet oldu bak ki şu iki beden
cehenneme atılır onları inkar eden
biri güçlü olmuştu kaldırırdı bin siklet
diğeri aciz kaldı sündüremez bir çiklet
unuturum
unuturum seni uzun gecede
gözlerim tavanda, gölgelerde
gidersin arkana bakmadan
tutmazsın ellerimi
ÜŞÜTEN ATEŞ
Yaklaştıkça ruhumu üşüten ateş
Menderesler çizer damarlarımda
Uzaktan beynimi kavuran güneş
Sarı deve misali seraplarımda
Doğuverince ruhum dünyanın zilletine
Basıverdi ayağım zalimin illetine
Giriverince gönlüm malikin nimetine
Ayağa kalktı arz bütün dünya utandı
Bin bir tuzak içinde
Sarılmışken dört yanım
Gayet sakin biçimde
Geliyorum dayanın
Gece çöker katiller
SİYAH VE BEYAZ
dokuz yüzlü yılardan sonra
bir siyah kutu var bizim evlerde
oluk oluk akar siyah ve beyaz
olmadık olaydan haber verir de
SEN BENİMSİN
gözlerin bir orman
bakışların duman duman
ateş gibi, sır gibi sıcak
yeşil gözlerin..
SU
ab-ı hayat can verir cana
bir zaman menidir bir zaman kan
toprağa bitkilere can
bir mermeri değil bir dağı yarar
İnsandır bu gözlerinden akıyordu derd-i hun
Bir eli gönül bahçesine ekiyordu hep zakkum...
TAM ZAMANIN
tanrım vaadinin zamanı geldi
oyun oynarken geldi
bir tank mermisi
duvarın altında kaldı umudum
süper