Mavi bir ufka dair
Dökülen tüm masmavi
Sözcükler yalan oldu
Pembe hayallerin
Estiği o göz kamaştıran
Rüya son buldu
Gökyüzünde kirli damlacıklar
Akar gölüme
Ve benim gölümde puslu bir odacık
İnsandan çok Allah’a açılan bir kelime
Gökyüzünde ak pak bulutlar
Yanlızlığın içime inme gibi indiği anlarda
Kançanağına döner gözlerim
Ellerim hayaline inandığım bir kelepçenin esaretinde
Ayaklarım prangalara teslim
düş kırıklıkları var içimde
Belkide kırıklar hep düşlerimde
herkes birşeyler dökmek ister
Beyaz bir kağıda
Kendince karalar sayfaları
Ama önemli değil yazılanlar
Yaşama dem vurmadıkça
Kanı deli yıllarımızın hesabını ödemeye
Başlayınca birbir yaşlanınca
Unutulur eski zaman ve yapılanlar
Ak sütün ak kaşığına dönüşür
Tadı damakta kalmış hatıralar
İstanbul yedi tepe
Yedi yol çıkar karşına üst üste
Beyoğlu’nda kirli bir şişe
Yürüyorum kaldırımlar
Bir sızı bırakır içime inceden ince
Kirpiklerimde yorgunluğun izi
ben bir muhacirim
yüreğin hiçretim olmuş
Kir bulanık kaldırımları
Ve taşa dönmüş kent insanını
Bırakarak gerilerde
yüregine hicret eden
Yıldızlar tek tek dökülür sonbaharda
Gökyüzü kara bulutlara teslim
Ağlamaklıdır bulutlar
Her damla göz yaşına dönüşür
Titrer toprak her damlada
Kışa göç vardır
Satır aralarını doldurmayan aşkların
Muhabbetine hazır degil yüreğim
Gelipte terkisine otursun acılar
Hani o bir kaşınmanın verdiği
Hazla kıvranan yaraların çektiği o acılar
Bizi bizden daha iyi bilen dostlarımız oldu
Parkasında bizli ne kadar cümle var ise
Tüketilmesine elverişli ortamlarda
Bizim için gözünün yaşına bakmadan
Harcayan,harcadıkça da
Gönül huzuru dahil hertürlü hazzı alan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!