ey freron! ! !
üç ünlem, beş hayret, altı öküz bıraktım kapına
cigaram bitmedi henüz, her gün akşam vakti çıkıyorum b/itleri vurmaya
fahri kullar kapısında hünkarcığın, çanaklarda un yok yallığa
selvi'me
ünleyerek topladım, karanlıklarını ve terini ellerinin
cevvaldim bilirsin, belki ben bilmem niye götürüldüklerini
soğutulmuş çayların, haliyle kahvenin
ey teknesinde cam yoğuran kadın
hergün eksilen parmaklarının kanıyla yaslan sırtıma
tufandan kalsın sözlerinin ardıl zaman kuşları
meçhul sevi masallarında yitirdin esrik yüzünü
çürüyen şehirler öptüm
sular aksın kıvamında, aksi aynalarda parlayacaktır
aksi aynalarda parlayacaktır kendine sunduğum boyalarla
esrik yüzlere değer imbiğimden süzülen örtü
yan yana yaslanmış ayrı masallardır kalem ve duvar
kadına
üzengisinde yorulmuş, sur'una ses verilmiş gözlerinin
rüzgârında sancılanmakta göğsümdeki demir ve kırağı
söğüt dallarında ıslaklığı güz yağmurlarının, saçların,
saçların düşmekte sulara
........................hem artık bizi ne yapsınlar
........................o erken ölmüşler
........................yavaşça yeryüzünden kesilir insan
........................ana memesinden kesilir gibi
..........................................................r.m.rilke
durmaz güllerin solduğu vakit
yangısı hangi yamyam çağından
yarım kalmış dudağımdaki kelepçe
bileklerimde kanamakta isyanım al al
kuşaklar çözülmekte ardından
boğularak kıyıya ulaşmakta nisyanım
çünkü uyuyor zaman
yıkılıyor yangınla şehir
eteğinden suları boşaltıyor gece
böyle kayboluyor insan
en sıkıntılı dönemidir
parmaklarını kesecek, saçlarından kurtulacaktır
........................... (Ölmüş Serçeler Destanlaması, Bab-ı Hazan)
vurmaz silah silahı öğretilir yürürken
........................................................................................... İlhan Berk’e
Ses! kurur tırnakları-ölmüş kuşlar öldürülmüş değildir
Bu da o değildir
Hadi git diyor ardından bir ses acısının berrak
İlk kokular anımsatır bana, sonra şarkılar geçmişte yaşananları.
Gece güne kavuşmadan dökülür tezgaha kelimeler
Hiç gelmeyen baharda
Sonbahar niyetine dökülen yaprakta...
Her okuduğumda her bir kelimeyi kayboluyorum derinlerinde