Allah(c.c): Milletlere yüz yılda bir fırsat verir
Onu değerlendiren, Miletlere ne mutlu
İnsanlık yükünü omzuna alana, feraset verir
Bunu anlamayan milletler, veremez umudu
Dünyaya baktığımızda, geçmişten günümüze
Nice kavimler geldi, geçti, hepsine birer görev verildi
Bunu iyi yapanlarda oldu, zalimlikle zulüm edenlerde
Kimisi tarihte iyi anılıyor, kimisi zalimlikle anılıyor
1789 yılında Fransa da, hürriyet ihtilalı oldu
Burada nice masum milletlere, ümitler doğdu
Ama bunu anlamayan batı milletleri, işi ırkçılığa vurdu
Din ayrımı yaparak, kendi dininden olmayana pranga vurdu
Sömürdü zayıf milletleri, adeta onlara kölelik düzeni kurdu
Kimisinin dinini, kimisinin de ekonomisini sömürdü
Kimisini milliyetiyle(Irkını) sömürdü
Kimisine de insanlık onuruna yakışmayan, zulümler yapıldı
İnsanları hayvan yakalar gibi, tuzak kurarak yakaladılar
Vapurlara tıkış tıkış doldurdular, hayvan muamelesi yaptılar
Onları üç beş kuruşa köle gibi sattılar
(İnsanlık onuruna yakışmayan insan ticareti yaptılar)
Yeniden kölelik devrini başlattılar
Ne dinini, gözettiler ne milliyetini
İki asır beklide üç asır
O köleleşen insanlar, yurtlarından ayrı ve uzakta zulüm gördüler
Birçokları isyan etti, onlarda hayvan gibi boğazlanarak öldürüldüler
Bu insanların omzuna basarak, medeniyet kurdular
Zalimin zulmü, bunlara acımasızca uygulandı
İnsanlık onuruna yakışmayan, cezalar verildi
Bu insanların tek suçu, tenlerinin siyah olması
Bu onların suçlu olmasına yetti,
Hani insanlık? Hani 1789 yılı evrensel beyannamesi
Bu beyannameler hep, Batı Irkına ve Hıristiyan dinine mensuplar içindi
Kendi zulümlerinin dışında, atadıkları zalim despotlar tarafından da
zulme devam edildi
Yani iki yüz yıl insanlar, batı ırklarının idaresine verildi
Bunlar insanlığı idare edemediler, hep zulüm yaptılar
Milyonlarca insanın, kanına girdiler
Binlerce insanı, yurtlarından ettiler
Akla hayale gelmedik, işkencelerle insanları perişan ettiler
Yurtlarını parçaladılar, evlerini yıktılar
Ekonomisini sömürdüler, insanları aç sefil bıraktılar
Allah (cc) ’ın verdiği insanlık hakkı olan, ekmeği, bile onlardan esirgediler
Perişan halk, bunlara isyan edemez duruma getirdiler
Bu insanlar, beyaz insanlardan bir hıyanet gelecek diye öcü gibi korkarlar
Bir Afrikalı şöyle bir olay anlatıyor; Bize zulüm hakkında ipucu verebilir
“Onlar bize geldiklerin de, ellerinde İncil vardı.
Bizim elimizde ise toprak vardı.
Arada geçen süre zarfında, bizim elimizde İncil var.
Onların elinde toprak var.”
Bu söz; Onların ne menem bir insanlık düşmanı olduğunu göstermektedir.
Geçen bu iki yüzyıl sürede; Bir dünyaya bakalım bir sürü devletler işgal edildi.
Bir sürü milletler, bağımsızlık vadiyle köleleştirildi
Kendi yetiştirdiği zalimleri, onların başına getirdiler, halka zulüm ettirdiler
Bu sefer o zalimlerin zulmünü bahane ederek, vatanlarını işgal ettiler.
Kurtarıcı rolü yaparak, başlarına yeni uşaklar koydular.
Gidende zalim gelende zalim
Birbirini aratmadılar,
Yani zulümden bir şey eksilmedi.
Birçok devletlerin topraklarını bölerek, koloniler şeklinde küçük devletler kurdular.
O devletlerin gücü olmayınca, özellikle ekonomik yönden onlara köle oldular.
Bazı devletlere de özgürlük adı altında; anarşi musallat ettiler.
Anarşi ile, O Devletleri hizaya getirdiler. Anarşistle korkuttular.
Son asrımıza bakacak olursak, çoğu devletlerde ihtilal yaptırdılar.
Bazı devletlerde de, Halkı ikiye böldürdüler sağ, sol davası ile birbirine kırdırdılar.
Çoğu devletlerde de dini ve mezhebi kavgalar çıkarttılar.
İktidarı desteklediler, silah ve mühimmat satılar.
Anarşiyi desteklediler, silah bomba her türlü silahı sattılar.
Bazen de iki komşu devleti, birbiriyle savaştırdılar bu sayede korkunç silah sattılar.
Bazen de birçok devletleri başka devletle korkuttular, onlara silah sattılar.
Yani geriye dönüp baktığınızda;
Hep acı, hep gözyaşı, hep zulüm, hep isyan, hep kavga, hâkim oldu
Özellikle İslam ülkeleri üzerinde, çok oyunlar oynandı,
Tüm İslam ülkelerini birbirine düşman ettiler
Bütün İslam ülkeleri, birbirine düşman ve birbirinden korkar oldular
Aradaki vahdet bağını kopardılar, âdete tespih tanesi gibi dağıldılar
Müslüman milletler, hep birbirlerine şüphe zan ve kin ile baktılar
Aralarında bir husumet çıkınca, onlardan yardım istediler
Onlarda gelerek; İki Müslüman milletinin yaraları üzerine kezzap sıktılar
Bir daha bir araya gelemez oldular
Müslüman milletler, hep birbirlerine ağır sözler söylediler
Korkak, Şerefsiz, Köpek, İntikamcı, Kullukçu, İhanetçi ABD Uşağı, AB Uşağı
Bilmem falanca devletin, uşağı gibi bir birini yaralayıcı ithamlarda bulundular
Özellikle, Türk, Arap ve İran Milletleri birbirlerine, en aşağılık laflar ettiler
Bizler Müslüman devletler olarak, bir birimizle dirsek temasında bulunamadık
Eğer Araplarla ve İranlılarla temasta bulunursak, Avrupalılar ve onların yerli işbirlikçileri
Bunlara İrticacı, Kökten Dinci, Şeriatçı, Gerici, Yobaz, Kan içici gibi laflar yapıştırdılar
Öyle bir hale geldik ki; Müslümanların Maarif Kitaplarını,
Batılılar(Amerika, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Almanlar) yazdılar.
Böyle olunca Müslüman milletlerin arasında büyük uçurumlar açıldı
bir biriyle sağlıklı görüşemez oldular.
En basit bir örnek verecek olursak, memleketimizi çevreleyen tüm komşular
bizim düşmanımızdı, onlarla irtibat kuramıyorduk.
Eğer zaruret hâsıl olursa o ülkeleri devreye sokup yardım isterdik. …?
Düştüğümüz hale bak!
Bir buçuk milyar Müslüman ahalinin durumuna bak çok acıklı değil mi?
Bu kadar oyunlar düzenbazlıklar ve hakareti Müslümanlar sineye çekti
Çünkü vahdeti(Birliği) bozan insanlara, Allahın bir cezası (Lüfu) ’dır.
Şimdi Müslümanlar dövüle dövüle uyandılar.
Artık yeni nesiller birlik istiyor.
Müslüman ülkeler arasında; Bu milletin başına bir lider gerekli?
Rabbim isterse oda olur.
Müslümanlar birleşmeyince, bu zilletten kurtulamazlar.
İşte dünyada; Özellikle Ortadoğu’da ve Afrika’da uyanış budur.
Bu olaylarda hiçbir milletin etkisi yoktur, tamamen bağımsız bir harekettir.
Bu süreçte bunların davalarını, sabote etmeye kalkan ülkeler olabilir
Artık o batı panik içindeler, onun için özellikle Müslüman ülkelere son darbeyi indirebilirler.
Çünkü ipi kopan tespih taneleri gibi, Müslüman ülkeleri hepsi bir tarafa dağıldı.
Herkes samimi bir inançla, başlarındaki köhne düzenini yıkmak istiyor.
Bu arada Arap Ülkelerine, İran’a ve Özelikle Türkiye’ye çok büyük işler düşmektedir.
Bu milletler ne yapacağını da bilmiyorlar?
Onlara yol gösterecek, akıl verecek, birliği sağlayacak, akıllı ve aktif devlet adamına ihtiyaç var.
Bu günün şartlarında çok şükür, Müslüman Ülkelerde bu tür adamlar vardır.
Kendilerini iyi yetiştirmişlerdir, yardıma koşacak derde çare bulacak seviyededirler.
Birbirlerinin hakkına riayet eden ve bütün kaynaklarını âdil kullanan en modern teknolojiyi uygulayarak kendi yer altı kaynaklarını çıkararak halkının istifadesine sunan ve halkına
hizmetçi olan liderlere ihtiyaç var. Çünkü geçmişte Osmanlı(Dedemiz) gibi bir tecrübemiz var.
Osmanlı ceddimiz Nizam-i Âlemi altıyüzelli yıl yönettiler. Fakat; Amerika ve Batı dünyayı yönetemediler. Çok zulümler yaptılar, çok can yaktılar. Yani yenidünya düzeninde İslami bir kafaya ve bir yönetime ihtiyaç var. Rabbim bir dahi dünya milletlerini zalimlerin eline bırakmasın.
Bu Mübarek Ramazanda inançla ve sabırla tüm Müslüman Ülkelerin halkı olarak bunu bekliyoruz.
Ankara; 04.08.2011
Tahsin KoçKayıt Tarihi : 29.5.2012 18:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!