Abbas, o vakit çoktan geçti;
Akşam, gece karanlığının sihrini seçti.
Kurmuşum soğan,ekmek, zeytinden mükellef soframızı;
Diner belki kırılan kaburgamdaki sızı.
Ağaç bulursan beton yığınları arasında,şükret!
Havuz ne kelime? Yaşamak için ödedim onlarca diyet!
Ay bile küstü yerdeki herc-ü merce;
Öyle görünmüyor her isteyince.
Bulurum huzuru koyunca alnımı seccadeye!
Hüküm sahibi elbet hükmediyor her şeye!
Zaman o bildiğin zaman değil;
Kimi bulursan o’nu etekle, önünde eğil.
Toz dumana zaten çoktan karıştı;
Ayaklar baş oldu, göğe ulaştı.
Ahvalini böyle anlattı Cahit,
Sevgiliyle yaptı bir “olmaz” ahit.
Yakasını kurtarırsa aşkla savaştan;
Ne Üsküdar’dan geçer, ne Beşiktaş’tan.
İstanbul, 18.07.2006
Cahit KılıçKayıt Tarihi : 12.8.2006 11:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ve Nazireye konu olan Cahit Sıtkı Tarancı'nın Abbas adlı şiiri: Haydi abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam. Kur bakalım çilingir soframızı; Dinsin artık bu kalp ağrısı. Şu ağacın gölgesinde olsun; Tam kenarında havuzun. Aya haber Sal çıksın bu gece; Görünsün söyle gönlümce. Bas kırbacı sihirli seccadeye, Göster hükmettiğini mesafeye Ve zamana. Katıp tozu dumanı, Var git, Böyle ferman etti Cahit, Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş’tan; Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan

Akşam, gece karanlığının sihrini seçti.
Kurmuşum soğan,ekmek, zeytinden mükellef soframızı;
Diner belki kırılan kaburgamdaki sızı. '
Çok güzel bir nazire olmuş. Kutlarım, yüreğinize sağlık.
Bu arada Allah Abbas'a yardım etsin.
TÜM YORUMLAR (3)