Abarttığımı düşüneceksin gene sen diyorsun göl bu bense okyanus
Senle ben aynı şarkıyı dinleyip aynı yerde ağlıyoruz
Kim diyebilir ki kömür kara sana
Bir papatya gibi duruyorken kömürün yanında
Oluyorken ah incelik, ah kibarlık, sen bize neler ettin
Aşkımızı verdin kalabalıklara
Onu bir konuya indirdin
Öğüde çevirdin hayata dair
Kağıda geçirip susuz bıraktın serçeyi
Sana bakıyoruz ey çiçek sen bir garip gelensin
Büyüksün, içimizdekinden daha büyüksün
Annen desem değil, babannen de değil
Ülkemiz kalmış prensesler gibi her saniye ağır gelensin
Var mı yokluğun adı, ben onu hiç görmedim
O şarkıyı da görmedim, yok biliyordum seni görene kadar
Zaten acıya kandım aldanıp yaşamak diye
Sefil oldum, eksik kaldım, üzüldüm
Boyuna uzanacak kadar büyümedim
Bununla geldim işte nasıl yorsam
Da tutsam bacaklarından aşkın eteğine saklansam
Herkes o yeri kalbinde arıyor oysa değil
Orası sürgün yeri
Kalbimiz kabalığa taşkın, dahası yanık süt gibi
Unuttuğumuz herşey dibini tutmuş ya da tuz buz
Elbet küseceğimiz gün de gelir
Unutkanlıktan ağlayamaz oluruz
Herkes unuttuğu yerden başlar kendine
Yeni bir sözcük olur belki bir nota
Her düğme düştüğü yerde bulunur
Her buluşma bir ayaklanmadır ezelden beri
Öfke ne güzel yakışır bakışlarına
Mahmut TEMİZYÜREK
(Defter Dergisi - Sonbahar 2000)
Mahmut TemizyürekKayıt Tarihi : 3.10.2002 00:06:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mahmut Temizyürek](https://www.antoloji.com/i/siir/2002/10/03/abartilar.jpg)
Eveeeet, Sevgili dolaylı tümleç...Bir tema yı bir konuya indirmekten daha çirkin ne olabilir..Aşk ise şiire dönüştüğünde bir kül tozudur artık sahifenin üzerinde...
Bence , abartıyorum ve pişman değilim diyor şair..Kimsenin ona kalkıp biz de abarttık ama sadece kek'ini kabarttık demeye hakkı yoktur artık..Bakınız o da bizi kabartıyor bir kek gibi...Şiire yönelmek keklenmeye hazır olmaktır..keklenmeye gönüllülüktür zaten..
Bu şiirle abardık ve içine en güzel tohumların atılacağı bir toprak gibi kabardık , gönene geldik....Şiir belki de kalbimizi süren bir kara sabandır..pulluktur ..mibzerdir tohum saçan...
Poetikaya dair beyanat verecek seviyeye gelmiş , bu konuda ehliyetli ve icazetli bir eski şiir ustası diyor ki...
Şiir ,telkin aracıdır; nesir ise tebliğ...
Tebliğ açık açık bildirmedir...Ey ahaliiiiiiiiii..Duyduk duymadık demeyiiiiiin diyen tellalın yanındaki güm güm davul sesidir...
Oysa şiir bildiriyi sözle değil gözle hatta özle fısıldama sanatıdır...mesela ney , mesela keman mesela tellerinin üzerinde sinyaller seken santur eşlik eder ona...Şiir güm güm güm sesini kendi çalmaz.Olsa olsa muhatabının yüreğini davul haline getirir ve orada doktorların kulaklarına takarak duyduğu vurmalı saz seslerini sanki bir hopörlere nakleder..
Okuyanın gözlerini bir volüm ayarlama düğmesi olarak kullanarak onun kalbinde bir afrika davulundan dum di dum duri dum du bi da ritmini yükseltir...
Şiir anlatmaz , anlaşılması gerekene sizi hazırlar....
Tıpkı bu şiirde olduğu gibi....
TÜM YORUMLAR (3)