Yokluk Şarkısı
Her sabah gözlerimi açınca;
Sensiz bir güne uyanma ürkekliği takılıyor,
yüreğimin ücra köşelerine,
bir kar tanesi içine düşüyorum,
içim titriyor üşüyor üşüyorum.
Kâğıt ve kalem kokmayan
bir mektup beklemeye başlıyorum,
bende her insan gibi,
kağıt kokusuz yavan mektuplara alışıyorum.
Gözlerim kararıyor, hayaline tutunarak
düşe kalka kuşluk vaktine doğru yürüyorum,
ya giderse diye hınzır bir soru takılıyor aklıma,
oof, of nereden takıldı aniden, bir türlü bilemiyorum.
Kirpiklerime karabulutlar asılıyor ağlıyor ağlıyorum.
Hafızamda gayri meşru ayrılıklar büyürken,
acılar beynimin ana rahminde çıplak yürürken,
çiğ yağmış duygularım, ayazda yanıyorken,
köprü altlarına düşüyor, zil zurna sarhoş oluyorum.
Daha şafakla yeni selamlaşırken gün,
gecenin zifiri karanlığında kulaç atıyorum,
sen soluyor, sen kokluyor, sen yiyor, sen içiyorum,
özlem çilehanesine düşüyor,
kirpiklerimle ecele kefen biçiyorum.
flu bir âlemde hayalini seyre dalıyor,
en acısından arabesk şarkılar dinliyorum.
bir ikindi namesidir tutturuyor hasretin
paslı çiviler çakılıyor ufkumun göbeğine,
çilekeş bir akşama doğru yalın ayak yürüyorum.
Birden kayboluyor güneşe asılı tüm umutlarım,
sensizlikle dağılan kalbimin parçalarını topluyor,
içine biraz özlem, biraz cam kesiği sancı, birazda çuvaldız koyup,
başıma yastık yapıyorum.
Bir yokluk şarkısıdır tutturuyor geceye dair,
ve kirpiklerinden yıldızlara, asılı duruyor bu şair.
Muhsin AKTAŞ 13.05.2010
Espiyeli Muhsin AktaşKayıt Tarihi : 24.11.2010 11:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!