A Şair Mirza İsmayıl Kasir Rusçadan Tran ...

Celil Çınkır
207

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

A Şair Mirza İsmayıl Kasir Rusçadan Transkribe Edilmiştir

MİRZA İSMAYIL KASİR

Azeri Şair Mirza İsmayıl Kasir 1805 yılında Şamahı kazasının Laki kentinde (şimdiki Ağdaş bölgesine dahildir) dünyaya gelmiştir.Kasir mahlası ile tanınan Mirza İsmayıl Molla Salim oğlu Ahundov 1900 ılında vefat etmiştir. Küçük yaşta babasını kaybeden şair anası ve kız kardeşlerinin himayesinde büyümüştür. İlk tahsilini Şamahı’da mollahanede alan Kasir sonra Tebriz’e giderek, Arab-Fars dillerini ve yakın şark edebiyatını öğrenmiştir. Tebriz’de eğitimini tamamladıktan sonra doğduğu yere gelmiş ve bir müddet Şamahı’da yaşamışKaradonlu Serhad mıntıkasında çalışmıştır. 1850 yıllarında Lankaran’a göçerek orada mektep işletmeciliği ile meşgul olmuştur.
Kasir Lankaran’da Üsuli-cedid mektebi açmış ve ömrünü halkın eğitilmesine sarf etmişdir. Mirza İsmayıl Kasir genç yaşlarında şiir yazmaya başlamış, Lankaran’da faaliyet gösteren Fövcül-füsaha adabi meclisinin başçısı olmuştur. Eserlerini hem klasik üslubda, hem de halk şiiri tarzında yazmıştır. Lakin şairin şiirleri vaktinde kayıt altına alınıp yayınlanmadığından uzun bir müddet okuyucularla tanışamamıştır. Şairin şiirleri İshak Ahundov tarafından derlenmiş, AMEA Alyazmalar İnstitutunun çalışanları T.Nuraliyeva ve P.Kerimov tarafından tertip edilerek 1988 yılında Azerbaycan’ın Yazıçı naşriyyatında yayınlanmıştır. Şairin aşağıya aldığımız bazı eserleri bu kitaptan transkribe edilmiştir.

GAZELLERİNDEN

Gördüm yene cananımı canan arasında
Guya ki, durub huriyü gılman arasında

Her kim göre ol kameti-mövzunu deyer kim
Bir servü huramandı gülüstan arasında

Oh tek kadi-dilcuyi olub canıma peyvand
Ney-ney bir elifdir, yazılıb can arasında

Gördüm gözünü zülfi-siyahile dedim bes
Nergiz açılıb sünbülü reyhan arasında

Bir zerre cemalinden olub Leylide zahir
Mecnun, yeri var, kalsa biyaban arasında

Mene de ona cilve edib eşki-Züleyha
Koydu neçe il Yusifi zindan arasında

Hüsnile sene Yusif ola belke beraber
Vasf eyleyib, Allah, onu Kuran arasında

Her dem görünür halkayi-zülfinde cemali
Bir kuyi-bilurinidü çovgan arasında

Her laf vuran kimsene aşık ola bilmez
Aşık odu kim can vere meydan arasında

Ey kaş ola bu Kasir’i-biçare mükassir
Mahbus ola ol çahi-zenahdan arasında

OLA

Eger zamanede min mahruy dilber, ola
O kimdi hüsnünde, ey mah, sana beraber ola

Tutubdu zülfi-siyahın tek alemi-zulmet
Götür nikabı yüzünden cahan münevver ola

Kaşındır kovseyn, halın hacer, kadin tuba
Üzün behişt, lebin selsebilü kovser ola

Hatadu ger vereler müşki zülfüne nisbet
Reva deyil ki, cahan serbeser muatter ola

Ölünce, söylüyecekdir cemalivün vasfin
Füzuli, Hafizü Şirazi, ya ki Kasir ola

İSTEMEZ

Bos ki, ahsendir yüzün heç nakşi-digar istemez
Men bu vechile dedim: bu vech zivar istemez

Eşki-çeşmim safheyi-ruhsarı kıldı lalegun
Bir de ol mah suretinden kesbi-ahmer istemez

Mişki-zülfünden senin ahz eyleyib rütbe bunu
Bu müşahhasdir ki, müşki-ezfar anbar istemez

Natevan canım düşüb katli-vüsalın azmine
Kaşların müştakdır, bir ayrı hancer istemez

Lele bahmaz görse her kes goncayı-handanını
Bir de bil, mahşer gününde abı-kövser istemez...

Naz ila raftar eden servini görse, bağban
Bağ ara şümşad, azadü sanubar istemez

Var ne kadri bu fena dünyada ömrü, dilbere!
Kasir’i-biçare senden geyri dilber istemez

EYLER

Hemişe könlüm ol mahparenin vaslini yad eyler
Budur beis, ona bu hasta canını etimad eyler

Edibdir pare-pare könlümü bir az nigahile
Müşehhatdır bu cadugar cahanda çoh fesad eyler

Yüzün göstercek o gülruh vücudimden eser kalmıb
Gözümden kayib olcak derdimi hadden ziyad eyler

Bu yoldan dutmuşam şövkile möhkem dameni-hicri
Yakinimdir meni vaslından ol mah namurad eyler

Ne tarsa mezhebin ol yari-birahm ihtiyar eylib
Ne dini-paki-islama hakikat etikad eyler

Nedir, yarab, sebeb dilber meni daim kılıb mahzun
Rakibin naz birle hatirin peysata şad eyler

Biri yarsın kara bağrım, biri kanımı nuş etsin
Gözü kirpikleri birle bu kasde ittihad eyler

Yakin kilki-kaza bu defteri-alemde ezzelden
Menim bedbahtlar silkinde ismimi sevad eyler

Yazanda safheyi-divana hicran şerhini Kasir
Kalem kirpiklerinden, göz karasından meded eyler

SALIBDIR

Dil meylini bir türreyi-şebgire salıbdır
Divaneye bah, kim özünü gira salıbdır

Nahak yere saldı özünü demi-belaya
Bu kana bulaşmış meni taksire salıbdır

Gönlüm yüzünün Ka’besinin tövfina getcek
Şam ehli tutubdur onu, zencire salıbdır

Efsunkarı-çeşmin Halebi-arizin içre
Çekmiş habeşi kulları tashire salıbdır

Dün guşime bir nale sesi yetdi çemenden
Bu nale menim gönlümü tesire salıbdır

Dil verdi senin zülfi-perişanına dilber
Hali-siyahin Kasiri tezvire salıbdır

10 Ocak 2012

Celil Çınkır
Kayıt Tarihi : 10.1.2012 14:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Celil Çınkır