Gel dostum seninle dosta gidelim
O ne güzel dosttur bulalım haydi!
O’na sığınmayı talep edelim
O'na varıp O’nda kalalım haydi!
Derdimize derman deva O'ndadır
Dosdoğru söz, ferman dâva O'ndadır
Varılacak mekân, yuva O'ndadır
Kapısını varıp çalalım haydi!
İşlediğin suçu yüzüne vurmaz
Borçluysan affeder üstünde durmaz
Geç kaldın, geç geldin ne diye sormaz
Yeterki biz pişman olalım haydi!
Esirger, bağışlar ümit bürü gel
Gel dostum, an bu an, hemen yürü gel
Can varken bedende ruhta diri gel
Şek, şüphe ne varsa salalım haydi!
Yüzüne kapanır yoksa kapılar!
Kurtaramaz seni mülkler, tapular
Yerle yeksan olur mamur yapılar
Ölmeden yolunda ölelim haydi!
Aynı hal üzere durmamız meçhul!
Yarını bir daha görmemiz meçhul
Dün geçmiş, yarına varmamız meçhul!
Bu günü ganimet bilelim haydi!
Gel dostum yüzün ak bu kapıdan gir
Her türlü derdini halleder Bir Bir
Kalmaz sende gayrı ne leke ne kir
Beraber namazı kılalım haydi!
Ozan Mikdadî
Mikdat BalKayıt Tarihi : 12.10.2008 09:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Teşekkürler...
Selamlar...
Günümüzde bu cevhere sahip olmak öyle zor ki.
Bir şiir ile anlatayım:
Bulamadım
Dost dost diyerek yaş geldi elliye,
Birlikte gülecek yüz bulamadım.
Şerlerden, zalımdan beni kolluya,
Beraber bakacak göz bulamadım.
Kulak verin dostlar gerçek sözlerim,
Yalan varsa yaksın beni közlerim,
Gelmişiz dünyaya dostuk özlerim,
Yürekli, sözü bir, öz bulamadım.
İnsan olan insan gibi yaşıyor,
Birlik olunca her yolu aşıyor,
Art niyet kalbur ile su taşıyor,
Dost yoluna giden iz bulamadım.
Ürün tarlasında hoştur imece,
Dost dost diye pişen alır derece,
Mukaddes ödülü yüceden yüce,
Bundan daha iyi söz bulamadım.
Açmadı ağacım dalım hiç çiçek,
İkrarsız soframda ne yiyip içek,
Muhabbet bağına güller saçak,
Geçer ömrüm kışla yaz bulamadım.
Der Doğani dost benim iki gözüm,
O'nunla muhabbet şen olur sözüm,
Dosttan ayrı isem sararsın yüzüm,
İki merte kefen bez bulamadım.
İsmail Doğan
Gel ey dostum senle dosta gidelim
O ne güzel dosttur bulalım haydi!
O’na sığınmayı talep edelim
Ona varıp O’nda kalalım haydi!
Derdimize derman deva ondadır
Dosdoğru söz, ferman dâva ondadır
Varılacak mekân, yuva ondadır
Kapısına varıp çalalım haydi!
İşlediğin suçu yüzüne vurmaz
Borçluysan affeder üstünde durmaz
Geç kaldın, geç geldin ne diye sormaz
Yeterki biz pişman olalım haydi!
Esirger, bağışlar ümit bürü gel
Gel dostum, an bu an, hadi yürü gel
Can varken bedende hadi diri gel
Şek şüphe ne varsa salalım haydi!
Yüzüne kapanır yoksa kapılar!
Kurtaramaz seni mülkler, tapular
Yerle yeksan olur mamur yapılar
Ölmeden yolunda ölelim haydi!
Gel dostum yüzün ak bu kapıdan gir
Her türlü derdini halleder Bir Bir
Kalmaz sende gayrı ne leke ne kir
Beraber namazı kılalım haydi!
Degerli ustadim;
Yine cok harika bir serzenis,Guzel bir hatirlatma...Sade bu Dunya icin degil O'nun yolunda gidersek her iki Dunya'mizi da kaznmis oluruz.Yurekten kutluyorum.ilhaminiz bol olsun....
TÜM YORUMLAR (3)