ocak ve şubat geldi geçti
dönüşü olmayan zamanlar bıraktı heybemize
bedeli mahfuz günahlarla yazılmış
beyhude vakitlerin son rotası
bir yaprak daha çevirdik duvar takviminden
yeni kayıplarımızla
karakışlar yaşadık gönül dünyamızda
çoktan geçti çılgınlık yapma yaşı
miadını doldurdu cüz-i iradelerimiz
artık sen bana ben sana mecbur
yaşadığımız hayat doğrudan bizimle alakalı
bütün sıkıntılarımız da bizimle ilgili
asıl mesele önümüzdeki zemheri akşamları
müptezel öksürükler bir feci hastalığın tezahürü
beynimi kemiren muammanın sana zararı yok
kirlerden temizlenme vakti gelmiş olmalı
bir kutlu yenilenişin coşkusunu duymalıyız içimizde
nefsi hezeyanlardan vazgeçmeliyiz be canım
yalanda olsa söyle
daya başını göğsüme
bu kocamış adamı sevdin mi hiç...
mütemmim parçalarımızdı çocuklarımız
bir ağacın dalları budakları gibi
inandığımız gibi yaşayan insanlar yetiştirdik
aklımız ,ruhumuz ,düşünme biçimimizdi onlar
başım gözüm üstüne nasıl dilersen öyle olsun
geçip gitsin ömür duracak dermanı kalmadı zaten
belki de şimdiden vedalaşmalıyız
olur ya hani …
vakit çok geç saat geldi geçiyor
çat kapı birileri gelmek üzere
ucundan kıyısından hayatın içine
yılları sığdırmak bir meziyetmiş sanki
alnımızda ki ince çizgilerin farkına varmadan
boşuna debeleniyoruz a canım
tanımadan hayatın mor düşlerini
ölmeden gidilmiyor bu dünyadan
tüketmeden alın yazısını
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 22.4.2018 13:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!