A Biyoğrafileri Ailem ve Ben 8 FATMA H ...

Ahmet Kemal
2078

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

FATMA HALAM YAHUT İKİNCİ ANNEM

Annemle Babam evlendiğinde henüz evlenmemiş bakire bir genç kızmış. Büyük Halam ailenin en büyük çocuğu. Sonra Babam, sonra O geliyor. Fatma, Fatikos diye takılıyorlar O’na. Ev işlerini O’na yaptırıyor Annesi. Annem iyi yemek yapamamasının bahanesi olarak ne kendi evinde ne de kaynanasının evinde kendisine yemek yaptırılmadığından dem vurur, kendisinin tarlaya ve inek peşine sürüldüğünü söylerdi.
Bir gün O’na ablasının evlendiği köyden bir görücü gelir. Annemin tabiriyle Damat’ın lakabı Sarı Uşak’tır. Bu olay bir anı şeklinde anlatılır ki hiç unutamam. Büyük Halamın kocası Ahmet Enişte ile beraber köye gelen sarışın köse delikanlı Mahmut’u gören Annem durumu Halama haber verir. Camdan işaret ederek: ’Bak senin Sarı Uşak geldi’ der. Halam Annem’ in bu sözüne tepki olarak onun düğün hediyesi olarak verdiği sahte inci kolyeyi koparak fırlatır ve ağlayarak kaçar.
Hepsi hepsi köy hayatından bildiğimiz budur. Daha sonra görücü usulüyle - doğrusunu söylemek gerekirse görmeden - evlendiği bu adamla 10 yıl hiç konuşmadı. Zorunlu ifadeler dışında tek kelime sohbet ve muhabbet etmediler, edemediler. Kocası marangozdu, o köyde kayınpederinin evinde hizmet ediyordu. Kayınpederinin geçimi çiftçilikleydi. O da doğal olarak onlara yardım ediyordu. Tarlada, bahçede, ahırda. Annesinin evinde mutfaktaydı oysa. Tarlada bahçede ve ahırda olan büyük abisinin karısı olan yengesiydi bu sefer.
Yıllar geçti ilçede bir inşaat yaptılar, binanın altını marangoz dükkânı olarak tanzim ettiler. Bir müddet köyden gelip gitti kocası Mahmut Usta. Sonra dükkânın arkasındaki küçük daireyi donattılar ve oraya taşındılar. Yıllar geçti, çocukları olmadı. Ne doktora gitmeyi akıl ettiler, ne kimde kusur diye merak ettiler. Tabii bazı dedikodular olmadı değil. Durumu kabullendiler. Kusurun kimde olduğunu merak etmediler. Etseler de bir şey fark etmezdi. O zamanlar Ülkede bu konuda tedavi bu kadar ilerlememişti. Hem o günlerde halkta Allah’a yönelik derin bir tevekkül vardı. Her şey Allah’tan bilinir, onun yarattığı kadere sonsuz bağlılıkla bağlanılır, sessizce boyun eğilirdi.
Yeni evlilerin aralarında konuşmamaları, sohbet etmemeleri de belki de bu olayın yarattığı bir sessizlikti. Yıllar yılları kovaladı. Artık ümitlerini kesmişlerdi, en son bir evlatlık almaya karar verdiler. Babam onlara beni vermeyi teklif etti. Onlar da razı oldular. Bana son bayramlıklarımı aldılar. Annem onca çocuğuna rağmen beni vermek istemiyordu. Ben de durumu anlamıştım, ama yapacak bir şey yoktu. Ben o ailenin tek çocuğu olacağım, her istediğim alınacak, her istediğimi yiyebilecek, her istediğimi giyebilecektim. Zaten haftada bir onlar dedemlere geliyorlardı. Dedemlere komşu olan Annemi ve kardeşlerimi görebilecektim.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta