(bir atıf)
Gökyüzü büyük ve karanlıktı,
Ama onun üzerindeki iki leke!
Onlar daha açık renkteydi ama çok kesif.
Abir Tepeliği’nde bir çiçek vardı,
Ya ayçiçeği, ya bir papatya.
Gökyüzü büyük ve karanlıktı,
Sanki toprak renginden bile…
Ayçiçeği mi yoksa papatya mıydı,
Sanırım bundan anlayamadım.
Direnmiş o çiçek, sanki bir Sekoya:
Binlere varan ömürlülerden bir koca anıt-ağaç.
…Derin bir okyanus vardı
Tepelerin ardına doğru, toprağın yanı başında,
Ama değildi oralarda, ufuk ölçüsünde.
Çünkü, sanırım,
Tepelerin sırtının ‘hemen önü-eşiği’ndeydi:
Bu gökyüzüyle toprak arasında bir yerde;
Derin bir okyanus vardı,
(Aslında oldukça kolay, anlaşılması)
Derinliğince gizemli:
Çiçek kendini koklayamaz, kollayamaz
Mitoloji onu sarmadıkça
(Bir kadındı, ama hangisi?
Çiçek mi, antik oluşumlar gibi
‘Anlaşılmak için anlamayı unutan’;
Yoksa megapollere açılan,
Bu ‘hava katmanı geçit vermeyen-surları’ mı?
Başkaca kaleleri saklayan, içindeki
Çiçek pek görünmez,
Ama sır mıdır, değil midir?)
Bin katını fırlatan, kendisinin;
Sır kapağını açtığında, onun sırları!
--
‘ abir’ adlı can arkadaşın tanıtım’a koyduğu küçük foto’dan ve tanıtım yazısındaki ‘kadınları okyanusa benzetişi’ üzerine bir atıf..
Akın AkçaKayıt Tarihi : 9.5.2004 16:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bu siir sanki the sound of my silence gibi olmus....
and I will frame it for keeps....cok tesekkur ederimmm....Siir dost!
ne güzel...
kutlarım
TÜM YORUMLAR (3)