I
Çiçekleri koklamak unutulur mu?
Hayır unutulmaz…
Ama sende bir çiceksin…
Bu durumda mümkün değildir seni unutmak.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
çocuk başka sevilir.....duygusaldı çok..........tebrikler....teşekkürler.......
Bu harika şiir için sizi kutlarım
Cok hos bir siirdi kutlarim Dostum guzelliklerin sizi bulmasi dileklerimle saygilar***Tam Puan***
Cok hos bir siirdi kutlarim Dostum guzelliklerin sizi bulmasi dileklerimle saygilar***Tam Puan***
Harikasınız
Çok güzeldi yüreğinize sağlık
Saygılar usta kaleminize.
Yeni yılınız kutlu olsun, nice nice mutlu yıllara...'
Karamanlı Âşık Çağlari
Sana Olacak (Oğluma)
Bir umut doldurdun şu kapkaranlık dünyama,
Daha nice yıllarımız var gelip geçecek.
Kimse ağlatamayacak ömrüm boyunca,
Şeytanın gölgesi bile senden uzak olacak.
Yeşeren çiçekler seninle süslenecek,
Dallar meyvaya seninle kavuşacak.
Bir gözyaşı görürsem hasret kaldığım gözünde,
O gün benim matem günüm... olacak.
Melekler kıskanır inan şu güzelliğini,
Kimbilir kim yakacak senin kalbini,
Bana baba diyecek o güzel günleri,
Bir tarih gibi şiirimde yaşayacak.
Milliyetçi bir TÜRKİYE hazırlıyorum sana,
Bilmiyorum belkide bu çok zor olacak.
Bir bayrak bırakıyorum emanettir sana,
Sana MUSTAFA KEMAL'i anlatacak.
(Hoşgeldin 03 EKİM,
Hoşgeldin oğlum)
(04.10.2003)
(Saat: 03.30)
Bu şiirin her kelimesinde kendimi buldum.
Yooo.Bencil değilim.Elbette her seven ve hasreti tatmışların şiiridir elbette.Ancak onlarda okuduğunda bana hak versinler diyerek kendi adıma söylüyorum.
Fırtınalara esir teknenin kaptanıyım.
Hangi rüzgar ne yöne sürüklerse oraya gidiyorum.
Biliyorum başım yıldızlara hiç deymeyecek,
işte burası daha da beni anlatıyor.
SAY BEBEĞiM
Bir ışık yolluyorum sana bebeğim,
Promete’ den çaldığım.
Karanlıktan korktuğun günlere say.
Bir umut yolluyorum sana bebeğim,
Gelecek güzel günlere dair.
Umudunu yitirdiğin anlara say.
Bir buse yolluyorum sana bebeğim,
Sevgi dolu, sımsıcak.
Özlemimi duyduğun zamanlara say.
Bir sevgi yolluyorum sana bebeğim,
Yüreğimin ta derinliklerinden kopan.
Kendini yalnız hissettiğin anlara say.
Bir çift göz yolluyorum sana bebeğim.
Kim demiş görmeyince gönül katlanır diye?
Gözden ırak olduğun yıllara say.
Bir dua yolluyorum sana bebeğim
Tüm iyiliklere dair.
Kabul gören dualara say.
Bir yürek yolluyorum sana bebeğim
Yavrum, yavrum diye çarpan.
Yanında olamadığım zor günlerine say.
Ve sana mutluluk dilekleri yolluyorum bebeğim
Kilosuz, kantarsız.
Neye sayarsan say…
Naime Özeren
Evet...Evlat sevgisi bambaşka bir şey. Hele gurbetteyse bu sevgiye özlemler bulaşyor...Bu oldukça uzun ve güzel şiirinizi zevkle okudum. Yüreğiniz dert görmesin..
Özlem ve hüzün dolu bu güzel şiirini, uzunluğuna aldırmadan birkaç kez okudum,
ve dolu dolu yaşadım bu hüznü.
Yüreğine hüzün uğramasın sevgili İbrahim.
Çok duygulu, coşkulu, zengin ve derin bir şiirdi.
Paylaşımı haz verdi.
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta