I-
ezgilerin dili ile çiziliyor kavgacı suretim…
II-
Biri bir koca görür rüyasında:
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Devamını Oku
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
IV-
eylülün sırtında kamburlaşıyor geçmişim
annemin gözlerinde biriken sabrı
döküp avuçlarımın içine, yudumluyorum
bir gün mavi ile yollarımız kesişir diyerek…
tebrik ederim şairi... güzel bir şiir..
saygılar..
Bir tatlı tebessümün
Bin vuslata bedeldir
Gözlerin
Gözlerin
Gözlerin hayat verir
Aşkın ise eceldir
Unutmadan, teşekkürler şâir...
Son on günün en iyi şiirlerindendi şiirin.
Özgün bir çalışma olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
IV Dörttür. İki dört olamayacağına göre... Altı: VI bu şekilde yazılır.
6
sonra korkularım depreşiyor ince sızılarla
yaşamadığını yazan/yazdığını yaşa(ya) mayan
aşk şairleri takılıyor aklıma, susuyorum
ve ateşler kusuyorum ağız dolusu
Aşktan da aradığını bulamamış. Yaşamadığını yazan, yazdığını yaşamayan veya yaşayamayan aşk şairleri gibi olmak istemediği halde zaman zaman onlara benzemekte olduğunu fark ederekbazen susmuş bazen de ağzına geleni söyleyerek ateş püskürmüş!
sevincim nefrete, gülüşüm öfkeye gebe kalıyor
film başa dönüyor, yine aynı sahneleri izleyerek…
Aşık olduğunu hissettiğinde ve şiirler yazmaya başladığında sevinçten uçmaktayken hüsrana uğrayınca sevinci kursağında kalmış. Sevilene duyulan aşk, nefrete dönüşmüş.
Aşka inanmaya başlamışken, hayal kırıklığıyla film başa dönmüş. Aşka inancını tekrar yitirmiş.
5
hüzünlerimi yüzüne sürüyor usulca ömrümü omzuna yasladığım Ankara’m biraz daha gri’ye kaçıyor yaşadığım şehir
Ankara’da okumuş. Hüznüne şahit olan şehir…
Ömrümü omzuna yasladığım şehir: Ömrümün kalanına şekil verebilecek kent…
beyaz bir mintanla ödüllendiriyor garipliğimi: Doktor, eczacı veya öğretmen olmuş, beyaz gömlekli…
Beyaz bir mintan: O tür bir meslek edinmek.
kalbimde esen rüzgara kol kanat gererek… : Bu arada âşık olmuş. Aşkını da koruyabilmiş, mücadelesi içinde.
1 ezgilerin dili ile çiziliyor kavgacı suretim…
Yöresel kahramanlık türküleriyle kendi safında ve mücadeci olarak yetişiyor.
2 bütün aşıklardan özür dileyerek geçiyorum ölüme doğru yürüdüğüm yolculukta…
İdeolojisi nedeniyle, savaşçı bir kimlikle, sonu ölüme de çıkabilecek bir yolda yürürken, âşka zaman ayıramıyor.
3 aşka inançsız büyüyen çocukluğumu imansız ve tövbesiz kullara adadım gençliğimi günahlarına kefil ederek…
Ailemde ve yakın çevremde aşka değer verildiğini görmedim. Törelere göre evlenenlerden doğan çocuklardan biriydim. İmansız ve tövbesizlere harcadım, gençliğimi. Belki günahlarına kefaret olur.
4 eylülün sırtında kamburlaşıyor geçmişim: Ömrümün eylül dönemindeyim. Sırtım kamburlaşmakta, hayatın yükünü omuzlamaktan. Yorgunum.
annemin gözlerinde biriken sabrı: Sabrı ve tevekkülü annemden öğrendim. Yaş eksilmeyen gözlerinde hallederdi sorunlarını. Ağlardı ve sabrederdi her musibete. Tevekkül ederdi.
döküp avuçlarımın içine, yudumluyorum: O gözyaşlarını toplamıştım gözlerinden. Avuçlarıma döküp yudumlayarak ferahlayabiliyorum.
bir gün mavi ile yollarımız kesişir diyerek: Yolum belki bir gün mutluluğa çıkar diyerek...
Şiir başlığı dàhil, dűzeni ve kurgusuyla bűnyesine sàdık kalmış, Şiir ‘elem’ boyutunu işliyor olsada, şiirsel yőnű sanatsal gűzellik taşıyor...
Şiirden okuyucu olarak bu boyutlarını duyumsamama rağmen, bana pek hitap etmiyor..
Kendi açımdan şiirin bir toplumsal mesaj ve toplumda, bireyde, bilinçlenmeye, sorunların irdelenip çőzűmlenmesine, insana-halka eğilmesine őnem veriyorum... Bireyselliğin űzűntű ve içine girdiği girdabını 7 kat gőkyűzűne çıkıp ya da yetmiş kat zemine inip-bindiren o denli çok işleyen mekanizma var ki toplumumuzda... İnsan varlığına olumsuzluk salan, duyguları allah-bullah eden onlarca tv..onlarca yayın organı ve diziler.. bizlere yaşamda ‘misafir’ dàhi olduğumuzu da bin pişman ettirip, savsaklaştırıp, arplaştırıp, arbeskleştirip kendimizi kendimizden geçirtiyor...
Birey, şairliği ve şiirleri dàhil gűzel, sevgi ve doyumlu yaşam gűvenlikli, őzgűr halkıyla bűtűnleşmiş, eşit paylaşım, eşit olanaklar sağlamaışlık boyutuyla biraz daha bilinçli ve sevecen hem cinsine; dost ve hoşgőrűlű olabiliyor... Sadece ve daha da çoğunca űzűntűler, ‘elem’ lerle ağlayarak (acıklı bir filim seyrederken ağlayarak içel boşalma sağlandığı gibi) boşalmalarla bunlar olmuyor...
Konunun olumlu ve toplumsal yanı, insanın őzel-gűzel tarafı ve gerçekliği boyutlarıyla bunların oranı bu arenada dahi fazlalaştıkca sataşmalar, dűşmanlık, ve aşagılama eylemleri, űstűnlűk sabuklamaları, saldırganlık, paranoyaklık..istisnalaşıyor..Onlara ilgi duymalar nerdeyse bitiyor..
Kişi onun şunun bunun őzeliyle değil, burda ki őze dőnűyor... edebiyatta olan tanımıyla ‘etik’ lik hakim oluyor ve şiir yorumlanıyor.. varsa, şaire ‘etik’ boyutlu eleştiriler yapılıyor... Herkes ‘insan’ ve şairler olarak bu ortak alanda bilakis bir birine anlayışlı, olumlu eleştirisel boyutlarda buluşuyor.
Ve dahası herneyse...Vurgulanan őz sanıyorm anlaşıldı...
Şairlik yolunda kişinin kendisini şair kabullenmesi onun içselliği ve mantık yoludur ve bu ise kişi has bir őzdűr..Onun şair olabilmesini başka şarirlerin yorumuna, insafına bırkatığı an o ya yoktur ya da őlműştűr.. Yani şairlik aynı zamanda bir ‘kişiliktir’. Şiir yazmakta aynen bőyledir. Yazılan şiirin şiir olduğunda bunu heleki şairlerin insafına bıraktığınız anda, o şiire olacak en iyi eylem, çőpe atmaktır...
Ve burada yorum yapmakta aynen bunlara benzer..Onun bunun eksikliğini, yokluğuna, olması gerektiğiyle yorum yapanlar...kim biler belki de kendi kendilerini, varlarını, degersizliklerini.. mi dile geliyordur...?
Sataşmak, her yorumu yorumla karşılamak.. Farklı bir gőrűşű hemen kendine dűşman ilan etmek.., kendisini burda ; ‘muhtar’ sanmak.., herşeyi ben biliyorum aşagılık kompleksine kapılmak ..bence burada silinmekten kat kat daha ağırdır...
Şu yanlış anlaşılmasın ..hiç kimsenin pasiflenmesi, silinmesi tarafı olamam... Ancak burada, onun şuna, şunun buna şatajması, al aşağı eder eda ile cevaplaması biraz heycanlandırıyor sanısı ile bunları teşvik etmek, bu yazıda da vurgulanan, ‘şairselik’ ve ‘kişilik’ őzlere aykırılıktan başka birşey değildir.
Siz bilgili, donanımlı olabilirsiniz..edebiyatı yutmuş ve bilgiçte olabilirsiniz... Evet.., eger siz bu gűcűnűzű bir başka şairi aşağılmak, afaroz etmek, masa altına sokma eylemi olarak ortaya dőkűyorsanız....bilhassa siz edebiyat ve onun sevenlere karşı aykırılığın daniskasını yapıyorsunuzdur; o halde esasında bilgisiz, gőrgűsűz, etkik’siz sizden başkası olamaz
Ne gűzel ki burada az ve őz olarak olsa da ve ‘etik/sel’ dingiline kadar bazı şiirler eleştirilse de onlarca yorumcu, degerli, sevimli, ‘kişilikli’ şairlerimiz var..onlarla selam olsun.. severek okuyorum yorumlarını
Vurguladığım őzlerde şiiri ve şairi en azından verdiği emeği beraberine kutluyor ..başırılar diliyorum..
Saygıyla..
'kanamalı bir coğrafyayım mahzunum, yedi elemden müteşekkil
kendi yaralarıma rötuş atarım yedi meridyen ötede ;
dargınım kıpkırığım..anla !..'
sadece paramparçayım..
kırık dökük..
darma duman olmuş bir dağın hırçın bir denizin kenarında parramparça yatması gibi..
adıma kumsal diyor olabilirlerr ama..
paramparça birkaç dağım aslında..
anla..
kardeşinim ben; yitirlmiş bir ülke ..bana kızma !..
kızamıyordu saklı ülke ; kızamıyordu bu güne ve herkese
kızamıyordu çünkü korkusundandı kurtulması korkusuzluğundan..
kızmıyordu çünkü 'yetim kalsın istemiyordu hiç bir yeşil hızma'
öksüz müydü aslında neydi..
dingin bir çöl yetimliği mi iki nehir arasında
kaderin dehlizlerinde sadece bir ışık huzmesi belki
ama kızmıyordu yine de
herkesin üzerinde bir kere ölmeye hakkı vardı
korkmaya ve umud etmeye
sadece bir kere
ağlar gibiydi ama kızmıyordu Allah'a ve kadere.. ..
her eylül yeniliyordu acısını yinelemeye onararak ol yitik ve esmer ülke..
: efkârlandım mı ne..
Cömert Dostuma selam olsun..
demek ki sayfayı izleyen biri varmış.. yazdıklarımızı silmiş..
küfürler...hakaretler havada uçuşurken uyuyordular galiba..
iddialar ortaya atıldı..saçıldı döküldü.. ses yok...
buranın şaftı sola kaymış..
dostları tebrik eder günün şiirini..
eleştirmek için sayfalarca yazanlarlar..
tebrik edince neden iki kelime...
ne tini vardı..şiir tini..mükemmelik tini..şakşak tini..dostluk tini..
ideoloji tini..vs. vs.
kolay gelsin...
yolunuz açık olsun..
Günün şiiri-şairi Sn Yılmaz'ı Tebirk ederim.
saygılarımla
YA BU KADAR EMEĞİN KARŞILIĞI BU MU YA!....SAYFAMDAKİ RESİMLERE- SESLİ DOSYALARA NE OLDU SN ANTOLOJİ YÖNETİMİ!!..??
SİTEYİ REKLAM SİTESİNE DÖNÜŞTÜRMÜŞSÜNÜZ!!..
HİÇ YAKIŞIK BULMADIM!.....yazık çok yazık!!
Bu şiir ile ilgili 68 tane yorum bulunmakta