Yola çıkılan bir yaz sabahının
6:45’ idim bir zamanlar
Sökmeye hazır şafağıydım karanlığın!
Çıkılan bu yolda
eşlik edilen şarkılardım
Yol bitmeyecek gibi geldiğinde akla,
gidilen tatilin en güzel anlarının
o yolculuk olabileceği gelirdi...
Ancak;
dönüş istikametinde bilinirdi kıymetim hep!
Hep böyleydi bu, değişmedi hiç
ve hiçbir zaman, hiçbir şarkıda söz edilmezdi bundan…
Ama en son unutulan,
en özel ve güzel anlarda ki anımsanmayan,
öyle sıradan biriymişim gibi zor hatırlanırdım hep…
Hiç başrol olmadım hikayelerde!
Böyleydi bu; değişmez, değiştirilemezdi...
Sanki; bir yönetim biçiminden
ya da
uzak bir ülkenin daha uzak
başka bir dış ülkeye göçünden
ya da
haritada yeri hiç bilinmeyen
bir İskandinav ülkesinin
buzlu coğrafyasından bahsediyorduk!
Bahsedilen her kelimenin
boşa olduğunu biliyordum
Biliyordum değişen
yalnız biz olacaktık...
Daimi yalnızlık bizimdi,
daimalar peşi sıra...
Hem bunlardan da söz etmek gerek!
Her zaman değil ama
arada hatırlamak
Anmak geride kalanları...
Ölüm diyorum, iki gözüm ölüm!
Hatırlamak, anmak birinin adını
ve hatta hiç unutmamak...
Seni üzmek istemem
ama anla artık; ölüm diyorum!
En fenası bu değil mi zaten?
Ölmek...
Değilse eğer geriye tek şey kalır;
sevdiğin birini ellerinle toprağa gömmek!
İki gözüm, ölüm diyorum ölüm...
Bilmek gerek, sevmek gerek...
Hissetmek! Hissederek yaşamak
yaşanması gerekenleri
ve daima ölüme yürür gibi yürümek…
Kayıt Tarihi : 31.3.2025 07:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ölmekten beter sevdiğinin ölümünü görmektir ya; Yaşamak anlamlıdır sevdiklerimizle! Sevdiklerimize sarılıp, sevgimizi göstermedikten sonra ne anlam kalır ne mana....
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!