5 Ne quid nimis Şiiri - Şeyda Berkman

Şeyda Berkman
14

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

5 Ne quid nimis

Rüya değil bu kez!
Arka üstü uzanmış tavana gözlerimi vidalamış,
uyku ile ölüm arasındaki boşlukta
derin nefes alıp veriyordum ki
senin yanındaki kadını hissettim
hoş 'sana ne' diyeceksin biliyorum da,
sen ne hissedersen ben de onu algıladığım için
birden senin kalbin gibi atmaya başladı sol yanım...
heyecanlandın
taze,erik çiçeği gibi bir beyazlık
ince narin parmaklar
kumral saçlar ve çıtı pıtı halleriyle nasıl da duru duruyordu yanında
...
kendi ellerime baktım: Yorgundu derisi
hoş,senle elele tutuştuğumuzda gördüğüm el bu değildi ama,
zamanla,belki de sen sevgisiz,sevgisiz tuta tuta ihtiyarlamıştı derim
sonra,
tenime baktım
onunkinin yanında pek genç sayılmazdı
saçlarımı ne kadar boyasam da,
ak çıkan şakak ve enselerdeki yerlerin
onun saçlarının yanında pek çekiciliği yoktu sanırım...
mukayese ettim..
çok kadıncaydı yaptığım
oysa onun gülüşüne hiç dikkat etmemiştim.
Ben kadar içten ve aşk dolu gülemediğini sen fark etmeliydin..
etmedin
taze ten,yeni heyecan benim suretimi unutturmuştu..
Doğaldı!
Kızmadım
eksildim birden sadece...
O kadar
....neden sen başka kadınların yanında olunca ben uykumdan uyanıyorum, neden tam 'o' anda ben seni hissediyorum?
...neden sen gecenin ayazında bir ağaç ardında saklanır ve nefesini tutarken
ben bu anı hissedebiliyorum?
...neden ve nasıl sen acıkınca benim de midem acıyabiliyor?
...hatta, annenle benim hakkımda konuştuğunuzda,
şiddetle kapanan sokak kapısının sesini ben duyabiliyorum?
merdivenleri koşarak inen topuk tıkırtılarını..
apartman kapısının açılıp demir bir sesle kapanışını.
kendini sokaklara atışını...
..............
Erkek erkeğe toplandığınızda,
hayatında onlarcası varmış gibi çapkın konuştuğunu
ama aslında her uyduruk hikayende
seninle yaşadığımız bir olayı,süsleyip, kadın kahramanın adını değiştirip anlattığını duyuyorum...
Mahallede sana evlendirmek için kız aradıklarını,
hatta masaya gelen kızların da seni görünce
gülüşüp,işveli işveli yılıştıklarını da biliyorum...
kıskanmıyorum...
...........
anormallik bende.
Endişelenme sevdiğim...din...
...........
Hangi kadın,ölesiye sevdiği bir adamın başka kadınlarla beraber oluşunu karnında hissedip de, 'ben gibi değil nasılsa' deyip umursamaz...
Ben.
Kimse seni ben gibi sevemez.
Hiçbir başka kadın sana kendi canını vermek için hazır durmaz...
.............
Ama seni kıskanmıyorum.
..............
Geçen gün yazdığın bir şiirde bana 'köpek' dediğine gözüm ilişti.
İlişti ve kaldı
Ahde vefa denen, ruh süzme makinasındaki 'sevgi telvesi' sana ne kadar da uzakmış...
İnsan,bir zamanlar gözlerine bakarak eridiği insana,
'köpek' der mi?
Bu nasıl bir kalp!
anı denen şeyin Kûtü-l kulûb (kalp azığı) olduğunu yanlış mı demiş ozanlar
sen misin zalim, ozanlar mı hayalci?
...............
Bunları bir çırpıda düşündüğüm iyi oldu bak!
ne kadar beni istemediğini yazarak ve geçmişin de arşiv (!) taramasını yaparak sanden kendimi sıyırmak için
ne çok gerçek buldum! ! !
...........
Bunları okuyan biri olursa gerçek hayattan alıntı olduğunu görüp 'ne quid nimis' diyecek...
Evet tabii ya, hayatın kendi abartı değil mi zaten?
'abartı' gerçeğin ta kendi olunca, alışkanlık oluryor ya...
O zaman aşırılık normalle eşitleniyor..
Yani her abukluğun normal sıfatını alıyor...
Bir kadını sevip sevmediğine karar verene kadar
kadın çoktaaaan eriyip ırmağa karışmış olacak.
...............
ırmak olayım ben
ırmak!
Eriyip kendim kalayım sadece.
İçimdeki 'sen' süzülsün acı süzgecinden ve BEN kalayım saf ve katıksız...
..............
ben yine de
'fallaces sunt rerum species' sözüne (görünüşler aldatıcıdır) inanmak için savaşıyorum kendi içimde...
Süzgecin üstünde kalma...
Süzül aşağıdaki ırmağa sen de
benimle...

ekim,06
1422

...

Şeyda Berkman
Kayıt Tarihi : 7.10.2006 00:48:00
Hikayesi:


üf ya ne hikayesi... Acı çeken bir kadın işte. Okumayın kardeşim. Kendime yazıyorum hepsini.

Şeyda Berkman