40 Yaşın Anlamı
Yerimde duramazdım,
Dağlar yar idi bana,
Oturmayı sevmezdim,
Yollar dar idi bana.
Yaş kırka vasıl oldu,
Tembellik hasıl oldu,
Bir göz açtım kapattım,
Bİlmem ki nasıl oldu?
Güneş az önce doğdu,
Gönlüme henüz doldu,
Bu günü yaşamadan,
Ne zaman yarın oldu?
Koltuğa yayılırım,
Uykuya bayılırım,
Çalışmaya gerek yok,
Daha genç sayılırım.
Tek hasletim rehavet,
Tembelliğim keramet,
Nefsim her gün isyanda,
Kendi ister merhamet.
Ak düşmedi başıma,
Zor çıkmadı karşıma,
Her şeyin sonu gibi,
Çok takıldım yaşıma.
Şeytanı taşlamadım,
İrşata başlamadım,
Nefsin hevasındayım,
Tebliğe tuşlamadım.
Kırk yaş yolun başıdır,
Medeniyet taşıdır,
Putların ürperdiği,
Nübüvvetin yaşıdır.
Hira'ya da çıkmadım,
Cibril'le buluşmadım,
Vahyin yükü altında,
Rab'bimle konuşmadım.
Nübüvvet'in doğuşu,
Karanlığı boğuşu,
Kırk yaşında yıkıldı,
Putperestlik koğuşu.
Nefisler cilalandı,
Gönüller aydınlandı,
İman avizeleri,
Tam 40 yaşında yandı.
Kırk yıl ömrün miladı,
Masumiyetin adı,
O yılda kalbe düştü,
Leziz İmanın tadı.
Taifte taşlanmadık,
Hicrete zorlanmadık,
İşkenceyi bilmeyiz,
İtilip horlanmadık.
Henüz fetih yapmadım,
Şirk surunu yıkmadım,
Şehadet aşkı ile,
Bir gazaya çıkmadım.
Bedir'e ulaşmadan,
Uhut'ta savaşmadan,
Yorgunluk neyin nesi?
Hendeği dolaşmadan.
Var mı kırk yaşın eşi?
Ezilmişin neşesi,
Zifiri karanlığa,
Doğan İslam Güneşi.
At şeytanın sazını,
Yık nefsin arazını,
Ya rab! kaldır üstümden,
Tembellik marazını.
Yaradılış gayesi,
Değil nefsin payesi,
Artık bir son bulmalı,
Asalak hikayesi.
Kendime gelmeliyim,
Rab'bimi bilmeliyim,
Nurlu bir hayat içibn,
Geşmişi silmeliyim.
Kötüye ısrar hata,
Olmaz yeni ihata,
Derhal başlamaz isek,
Nefis ile cihata.
Mustafa Hoşoğlu
02.03.2009
Kayıt Tarihi : 3.3.2009 14:18:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
EY AZRAİL Et Azrail! ! bilirim, bu sözlerim çok yersiz, Neden böyle ansızın geliverdin habersiz? Ne olurdu üç beş yıl önce haber verseydin. Hiç değilse rüyama bir kerecik girseydin... ... Aşk, meşk derken dünyadan bir türlü kopamadım. Senden özür dilerim hazırlık yapamadım. Görüyorsun yanımda ne valiz var ne bavul Uykum öyle ağırki ne zil duydum, ne davul... Yaşım yetmiş olsada, görkü fıkır fıkırım. BU cümbüşlü alemi, ben nasıl bırakırım? Hani bir söz vardır ya; yaş yetmiş işi bitmiş, İnanki bu bir yalan, bunu diyen halt etmiş.... Ey azrail! dur biraz sana yalvarıyorum. Yasal haklarım için, avukat arıyorum. Hayallerim, düşlerim, yarım kalan işlerim, Estetik yapılacak, daha burnum, dişlerim... Elli yaşımda ancak, voleyi vurabildim. Hortumlar sayesinde, holdingi kurabildim. Geçi ucuza verdim, şerefin kilosunu, Ama böyle kazandım, şu uçak filosunu... Ey Azrail! ! ne olur bozulmasın pazarım, Sana şöyle yüklüce bir çek bile yazarım. Şu masmavi havuzlu sarayıma baksana, O daracık mezarda, yazık olmazmı bana? .. Bazan çoluk çocuğa içimden kızıyorum. Ölmemi bekliyorlar, inanki seziyorum. Arkamdan göstermelik, iki damla göz yaşı, Birde şöyle büyükçe yaldızlı mezar taşı... Tahmin ediyorumki mevlitte okuturlar, Ortalığı birazcık gül suyu kokuturlar. Araya reklam konur bir ilahi aryası, Melit bitince başlar dedi_kodu furyası... Etlerim kemiklerim didik didik edilir. Ben az gelirsem eğer, köklerime gidilir. Ey Azrail! ! inanki hazırlığım yok daha, Hele şu din konusu, çok karışık bir saha... Bazı büyük ağabeyler köşeleri tuttular. İrtica diye diye benide korkuttular. İlahiyat adına ekranda iki kaçık, Kimlerin kuklaları oldukları apaçık... Alim, zalim karıştı, renkleri seçilmiyor. Velisiz kaldı sokak, deliden geçilmiyor. Bu cinnet kervanına kocabaşlar dahiller, Tuz bozulmuş, ne yapsın bizim gibi cahiller? .. Henüz daha gündemde ne oruç var ne zekat. Ne Kuran'la tanıştım, nede kıldım bir rekat. Gönül desen daha genç, daha haccım duruyor. Nerde bir taze görsem, kalbim küt küt vuruyor... Edemedim bir türlü şu nefsimi yerbiye. Ortalıkta ne görse tutturuyor ver diye. Ey Azrail! ! bilirim gelince beklemezsin. Tükenen vadelere saniye eklemezsin... Bu satırlar boş geçen bir ömrün hikayesi. İbret alanlar için, son pişmanlığın sesi. Bilmemki bir duvarda, bu mütevazi çaba, Bir küçücük pencere açacakmı acaba? .. (ALINTI)
![Mustafa Hoşoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/03/03/40-yasin-anlami.jpg)
Rabbim peygamberimizin sancagi altinda toplanmak nasip etsin yurek srsiniz daim olsun saygilar
Teşekkürler Zeynep Hanım
TÜM YORUMLAR (58)