Sesine örüyor gece sağır duvarını
Ve duvarın iflah olmaz sırrını
Zaman kirli gömleğini çıkarır gibi
Acısını yüzümün incesinden çıkarıyor
Hırpalandıkça yüzüm, gözlerim mahşer yeri
Gurbetinde mavi çocuklar kanıyor
Ah..! yar
Hüznünden kaçan sarışın akasyalar
Alnımın ortasında şimdi bir kurşun gibi patlar
Öpe öpe ayartıyorum yolları
Otuzdokuz derece ateşle geliyorsun bana
Yanıyor İzmir, yanıyor otobüs durakları
Can hıraş sokuluyorum gamzelerine
Dudaklarım bir kan karanfili
Fısıldıyorlar; Koynuna al ismimi
Ah..! yar
Gül bahçesinde uçunca alçaktan kırlangıçlar
Ankara eskiyor gözlerinde, o tren garı ve akasyalar
Karanlığına değince beyaz ayakların
Ürperiyor gülüşüne, ege’de bir deniz
Dilini bilmediğim akşam
Midye kabuklu sohbet, sır deyince gül’den
Ayakkabımın bağcıklarını çözer gibi
Çözüyorum aşkını en mahrem yerinden
Ah..! Yar
O gece deniz akmıştı paçalarından
Gülücüğüne çalınmış bir akasya akşamından
Kuşlar ve çocuklar bu gün bayram diyor
Gün/eşi olmayanın gölgesi üşüyor
Sevişini kandillere koyuyorum
Her yanım şimdi hasret,
Ben Araf’da bir lanetli
Seni mühürsüz seviyorum
Ah..! Yar
Bu şiir yazılırken yandı
Bana kuş bilmez dilin kaldı
Süleymaaaann..! Söyle kuşlara
Kimiz biz, anlatsınlar o vefasıza
Süleymaaaann..! Söyle kuşlara
Nuh’un gemisinden
Kaç kişi kaldık, şunun şurasında
embed src='http://www.sahanhoca.com/akasyalar.mp3''true'hidden='false'/embed
Şahan ÇokerKayıt Tarihi : 4.10.2008 01:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.