33 Kurşun Şiiri - Şükrullah Yavuzer

Yıl Bin Dokuz Yüz Doksan Üç
Mayıs'ın Yirmi Dördü
Malatya'dan yola çıktı
Otuz üç  vatan evladı

Yirmili yaşlarda
Hepsi civan
Hepsi mert
Bingöl'deki birlikleriydi
İstikamet...

Hepsinin hayalleri vardı
Geride bekleyenleri
Umutları , aşkları
Kiminin anası
kiminin babası
Kiminin tazecik sevdası...

Çantada
Yardan kalma
Gül kurusu
Elleri kınalı
Ana kuzusu
Hâlâ üzerindeydi
Ana kokusu...

Bingöl'e on Kilometre kala
Keskin bir viraj
Yer Elaziğ-Bingöl karayolu
Mevki Bilaloğlu
Otuz üç  Fidan yolda
Cellatlar pusuda...

Üstlerinde elbiselerinden gayrı
Hiçbir şeyi bulunmayan
Silahsız Otuz Üç Fidan
Pusuda bekleyen zalimlere
Rehin düştü ...

Bingöl dağlarında
Otuz Üç Fidan
Yüreklerinde iman
Geldi diyordu melekler
Şehitlik sıran
Gözlerini kırpmadan
Olacaklardı vatana kurban...

Dağda ince
Patika bir yol
Gece boyunca
Yürüdüler
Dereye gelince
Sabaha doğru
Son sularını içtiler
Kevser suyu niyetince...

Dere kenarında
Sıraya dizildiler
Meleklerin saf tuttuğu gibi
Kıyamdaydılar
Sıra sıra dağlar gibi...

Zaman durdu
Silahlar ateş kustu
Yoktu Zalimlerde
Allah korkusu
Yayıldı Gökyüzüne
Şehadet kokusu....

Hayalleri  umutları vardı
Sevdaları yarınları
Zalimler tetiğe bastı
Yankılandı Gökkubbede
Kiminin Anam
Kiminin Allah nidaları

Otuz üç Can
Otuz üç kurşun
Bingöl Dağı kanrevan
Ocaklara düştü şivan
Bir dağın göçmesi gibi
Toprağa düştü
Otuz üç  Fidan
Bingöl Dağı
Kan kırmızı gülveren...

Silahlar ölüm kustu
Tekrardan
Elli  kurşun  her bir yiğidin
Payına düşen
Nasıl bir vahşetti bu
Dünyada görülmeyen
Bu Nasıl bir kin
Nasıl Bir vicdan
Dayanır mı buna yürek
Dayanır mı Can?

Otuz üç Can
Kıyamdan Secdeye
Geçmişti artık
Derenin kenarı
Cennetten bir fidanlık...

Zalimler bilmiyorlardı
Annelerin döktüğü  gözyaşı
Kurşun olur
Delik deşik eder
Dağı taşı
Seher vaktinde
Cennet kokuyordu
Şehitlerin naşı....

Adem zongur, Kırıkkale
Kanıyla yeşerdi
Kırmızı bir lale
Hemen sağında yatıyordu
Aydın Kuzey,
Memleketi  Çanakkale...

Malatya'dan Hikmet Özdemir
Kader bu
Şehadet ilahi emir
Konya'dan İlyas Uyar
Bu zulüm
Hangi kitaba Uyar?..

Bolu'dan Murat Menteş
Yerde yatıyordu artık
Otuz üç Güneş
Hasan Aslan, Trabzon
Tohum verdi güller
Bire on
Hilmi Şahin, Konya
Cebinden çıktı
sevdiğinden  bir yazma
Mehmet Tura, Adana
Hep birlikte
Kanat takıp uçtular yaradana...
Nihat Odabaşı, Kastamonu
Belli !  Bu küffarın oyunu
Yoksa kardeş kardeşi vurur mu?

Şehidin Avucunda
Bir resim
Sevdiğidir kesin
Bu resim
Son nefesin....

İsimler
İster Nihat, İlyas  Hasan olsun
Isterse Ahmet...
Hepsinin ismi
Artık oldu Mehmet
Memleketlerı ise Cennet...

Yiğide şehadet  haktır
Yezide zillet müstehak
Ebediyen payidar kalacaktır
Şehit kokan bu cennet toprak..

Şükrullah YAVUZER
    12 Mayıs 2020
            VAN