3. Sual Tövbe Nasıl Yapılmalı

Soru:
Tövbe nasıl yapılmalı?
Makbul bir tövbenin şartları nelerdir.

Cevap:
“Yâ eyyuhâllezîne âmenû tûbû ilâllâhi tevbeten nasûhâ”
“Ey iman edenler! Samimi bir tövbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter. Tahrim 66/8”

Ayeti kerimede görüldüğü gibi kabule layık bir tövbede aranacak ilk şart samimiyettir.

Bütün ibadetlerin makbuliyetinde olduğu gibi, tövbenin de kabulünün olmazsa olmazı kişinin işlemiş olduğu günahın, yapmış olduğu hatanın kime karşı işlenmiş olduğunun farkına varıp, pişmanlığını arz ederek affını talep edip sabır ve umut ile beklemektir.

Tövbenin kabulü için riayet edilmesi gereken şartlar;
İşlemekte olduğu günahı hemen terk etmek.
Pişman olmak. Aynı günahı bir daha işlememek üzere söz vermek ve sözünde durmak. Günah kul hakkı ise zararı mali ise zararı tazmin, manevi ise helalleşmek, gerekir.

“Ettaibu minezzenbi kema la zenbe lehu” hadis hükmünce günahından tövbe den kimse hiç günah işlememiş gibidir.

Evet, ğaffar, settar, afuv gibi bağışlayıcı, rahman ve rahim gibi koruyucu sıfatları olan Rabbimiz biz kullarını yakmak için yaratmış olmadığından, günahlarımızdan samimi bir şekilde tövbe ettiğimizde, Efendimizin hadisi şerif ile vermiş olduğu müjde gereğince o günahı hiç işlememiş gibi muamele göreceğiz.

Bu büyük müjde ile de kalmayıp “İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenâtin, ve kânallâhu gafûran rahîmâ." "Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir." Furkan 25/70” ayeti kerimesinin hükmünce kulunun günahını af etmekle kalmayıp tövbesinden dolay işlemiş olduğu günahları hasenata dönüştürmesi O'nun uluhiyeti uzmasına çok yakışır.

Bu muhteşem ve muazzam ayeti kerime insanı haddini aşarak, Ey sultanı ezel ve ebed, rahman ve rahim olan Allah’ım, sana sonsuz hamd ve senalar olsun. Af ve merhametinin enginliği gösterdi ki SULTANA SULTANLIK gedaya da gedalık yaraşır. Biz kusurlu kullara yakışan hatadır, kusurdur, günahtır. Zatı mukaddes ve muallana yakışanda aftır, mağfirettir merhamettir.

Evet, değerli okurlarım.
Ben her konuda çizgi dışı yazıp çizdiğim gibi,
yine çizgi dışı sözlerimden birisini daha söylüyorum.

GÜNAH İŞLEMEKTEN KORKMAYINIZ. FAKAT GAFLET İÇİNDE ÖLÜP KABRE TÖVBESİZ GİRMEKTEN ÖDÜNÜZ KOPSUN.

Ecel ömür içinde gizli olduğu için her yaştan, her insan, her an ölüm tehdidi altında yaşadığına göre “accilu bittevbeti kablel mevt” ölüm gelip çatmadan tövbede acele ediniz “isteidde lilmevti kalbe nuzuli el mevt” ölüm gelip çatmadan ölüme hazır olunuz. Benzeri birçok hadislerin ikazlarını dikkate alarak, önce elimizden geldiğince günah işlememe, sonra da geçmiş günahlarımızdan acilen tövbe edip kurtulma azim ve gayreti içinde olmalıyız.

Şirk ve inkarın dışında hiçbir günah af edilmez değildir.
Fakat terk edilmeyen, pişman olunmayan, Allah’a meydan okurcasına isyan niteliği taşıyan her günahta küfre giden çok yol vardır.

Samimi tövbe ile kurtuluş yolları aranmaz, gözyaşları ile yıkanmaz, korku ve mahcubiyetle rahman ve rahim, ğaffar ve settar olan Allah’a iltica edilmezse cehennemden kurtuluş imkanı olmayacaktır.

Rabbimiz günah, hata ve kusurlardan cümlemizi masun ve mahfuz buyursun. Günah ve kusuratımızı af ve mağfiret buyursun. Bizleri merhametine mazhar kılıp kendisine kul kabul etsin, bu dünya misafirhanesinde numunelerine aşık olduğumuz nimetlerinin asıllarına Firdevs, Adın, Me-va, Naim cennetlerinde mazhar eylesin.

Akıllarımızı iman ve Kur-anın nurları ile münevver, kalplerimizi aşk ve muhabbeti ile manevi lezzetlerin doruğuna ulaştırsın.

Amin birahmetike ya ekremel erkemin veya erhamurrahimin.