1/:
Bir çöl ki dümdüz,
Bir yanı deve, öteki yanı Bedevi,
Boydan boya Arap'ın evi…
Vakit henüz güpegündüz…
Ama her yan zifiri karanlık,san ki katran sıvısı,
İnsanlığın sınırsız hırsı,
Zulme dönüşmüş, çölde diz boyu…
Dedik ya; zaman gece yarısı, ki abanoz gibi sert ve kopkoyu,
Zorbalık çölde diz boyu…
Tüm Cezire, kalın ve göz yakan bir sisle sarmalanmış,
Kurbanlar, kendi kanlarıyla kınalanmış.
Her yerde bir başka katran ağacı boy atmada,
Her gölgelikte bir azgın zulümkâr zorba yatmada,
Her alanda bir başka ezinç ile yaşamada insanlık,
Eski huyu, bu davranış nankör insanoğlunun,
Oğluna dedesinden miras, babadan kalık,
Bir bakıma bütün tarihi onun...
***
Biz şimdi,
Bir kadim kentteyiz,
Tarihlerin arlanarak yazdığı devr-i esveddeyiz,
Evet! Zulumat-ı kesretteyiz.
Bu devrin adı…
Tabii ki Cahiliyet Devri ya da Devr-i Cahiliye,
Kervan kuma saplanmış! Ne öteye, ne beriye …
Herkesin deliye döndüğü,
Deliliğin övüldüğü,
Aklın ve akıllının öldürüldüğü,
İnsanlığın kendi kuyusunu kazdığı zaman dilimi...
Bir kara huruçtur ki tarif-i zaman, gerisin geriye…
Keşke gelmez olaydık,
Mazlumu yeren ve yücelten zalimi…
Zulmün sağnak sağnak yağdığı el Cezire'ye…
***
Yalnızca Hicaz'da, Necid'de…
Develerin ve devecilerin dolaştığı yerde mi katran kazanı?
Sadece oralarda mı boy atmada kemlik ağacı?
Pekçok diyarda şeker acı, acı ise dehşetli zehir;
Ne köy köy, ne şehir şehir…
Değil tabii ki zorbalık, sadece Cezireyi Arap’da...
O zamanki dünya bir uçtan diğer uca,
Benzeri kötülükleri an be an yaşamada...
***
Zavallı beşer şaşkın,
Ademoğlu, etrafına boş gözlerle bakmada,
Eyvah ki eyvah!
Vah vah! Yazık ki, bütün insanlık ateşler içinde,
Sokaklar, caddeler cehennemi biçimde,
Cehalet tandırında cayır cayır yanmada insanoğlu,
Yüreği silme acı dolu, gözleri ise kan ve yaş,
Tükenmede Adem'den kalan 'ademlik' yavaş yavaş…
Hemen her yerde bocurgatlar kurulmuş,
Burulmuş aydınlığa hasret körpe beyinler…
Buram buram acılar, harman olup savrulmada,
Mengenelerde zavallı yürekler habire daralmada.
Ve gözleri kanla karışık yaşlı mazlumlar ağlamada çaresiz,
Kimsesiz, itilip kakılanlar acilen bir kurtarıcı beklemede:
“Nerede O, O nerede? ” diye diye inlemede...
2/:
Her yerde ve tüm insanlar:
Mazlum elleri açık olmasa da semaya doğru,
Yürekleri acılar içinde seslenmedeler:
'Nerdesin? Gelsene ey Son Nebi!
Kurtar artık şu mazlum öksüzleri,
Kurtar artık bu zavallı yetimleri,
Yani kurtar artık bizleri...'
***
Kayıt Tarihi : 1.4.2011 18:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!