Sen sadece akşamları yalnızmışsın ne kadar da imreniyorum şu haline
Ben sabah kalktığımda yalnızım
Elimi yüzümü yıkadığımda bile yalnızlık yüzüme doğru çarpıyor
Kuşlar kanatlarını çırparken yalnızım diye haykırıyor gökyüzüne
Çayıma şekerimi attığımda yalnızım dolu dizeler dağılıyor içinde
O çay kaşığının sesinin odayı dolu dolu doldurduğu kadar yalnızım
Kasvetli bir günde tek başına yürüyecek kadar yalnızım
Kahvemi yaptığım da kendi falıma bakıp yalanlarıma inanacak kadar yalnızım
Evet sana imreniyorum sen sadece akşamları yalnızsın
Ben ise kendi kafamdaki hapisanemde yalnızlığıma tutsak edildim
Yatağım nöbet tutuyor her gece başı
Kalkmaya çalıştığımda zincirliyor carsaflar kollarımı ansızın
Zincilerimi kırdığımda bacaklarımı büküyor yalnızlığım
Nasıl yüründüğünü unuttururmuşcasına
Ayağa kalktığımda bu seferde yalnızlığım esir alıyor gün boyu rüyalarda
Hayallerde yaşamaya başladığımda ise kabuslarla ödüllendiriliyorum
Ama unutturmuyor yalnızlığımı
Yalnızlığı sevmekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim
Artık papatyalar bile gül dolu bahçelerde yalnız ben yalnızsam
Artık ötmüyor hiç bir kuş
Kaymıyor hiç bir yıldız bensiz
Güneş gelmiyor pencereme yalnızlığımı çekmediğimde
Yalnızlığı çölün ortasında bulup kana kana içmişcesine yalnızım
Kayıt Tarihi : 27.1.2017 01:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!