Dedik ya ey muhterem kari, “... Bu şiir esrarlı yerlerin sırrını açıklar. Burada yazılanları okurken sana yakın olanlardan başka hiç bir insan varlığının seni görmesine müsaade etme. İçine yıldızlı dokumalar gerilmiş bir adaya ya da odaya kapan...” diye... Eee, hadi öyleyse....
(Ölüler kitabı bitiş bab’ı)
(… Hüvel baki, el Fatiha...) yani...
1/:
Ölüler hırçın ağlar sevdügüm,
Onun için yastadır hırçın dağlar...
Bil ki tüm olanlar bir şerri ehfen...
Yani “Selamün kavlen! ...”
***
Yar gibi severim toprağı,
O ki kepirir, arzusuz sonbahar vakitlerinde,
Sıvazlar artakalan canları takvimin boğazından,
Oysa biliriz ki boğaz dokuz boğumdur,
Beşer oğlu ise yedi candır...
Ya da yedi boncuklu tespih çeker zaman sedef parmaklarında,
Her boncuğun aralarında on yıl olsa da ne?
Ya gözyaşıdır isyan döken sessizce denize,
Ya da bereketi emziren bir kurak yağmur,
Hayrettin’in hayret etmesi bu nedenledir.
Nezaketi devrilen şahların seviyesiz sonları sayın ki,
Badal olup cehennemî cinnetin merdivenine,
Atılır ve duygunun sıradağlarında soyunur zaman.
Aman anam ah aman! ...
***
Döner bizden yana.
Güler (mi bilmem?)
Bakar yuvarlak ve dipsiz kuyuların azametine,
Ağlar (evet evet inanın ki gerçekten ağlar)
Onun için yastadır dağlar...
Olanlar ki bir şerri ehfen...
Yani “Selamün kavlen! ...”
***
Oy sarışın bahtımın hırçın yamaçları ne olur?
Yürekparem dağlarımı koymayın ayak altına,
Bir of çeksem yıkılır karlı doruklar…
Hayrettin’in hayret etmesi bu nedenledir.
Kayıt Tarihi : 18.4.2006 13:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!