19 ekim
Yorgun bir İstanbul vuruyor gözlerime Galata’dan bu sabah
Kızıla çalıyor saçları günün ve bulutlar var levent gibi kulelere gömülmüş
Yağmur pısırık bir halde kıvrılmış kaldırım köşelerine
Ve sabah ezanlarının ardından fatihte yıkılmış bir imparatorluğun izlerine sinmiş halde
Sadece o tarihi hamamın ocağı tütüyor sessiz ve mağrur
Şehir birlik olmuş tarihten ne varsa sanki geçmişe gömüyor
Ellerde kürekler ve mezarcı dedelerden kalma hasır şapkalar
Halicin altında kaybedilmiş değerlerden bir mezar var
Bir dilenci dar sokaklardan bir ceset taşıyor
Pis kokulu gecelerden kalma bin bir koku ve elinde sadece yokluğu
Düşürüyor sarhoş halinden taşan gülücükleri sıra merdivenlerden yalpalayarak
Demir ve paslı tırabzanlardan ellerine orkide kokulu kadınların izleri bulaşarak
Sessiz sokakların koynundan halice iniyor kıvrılarak
Koltuğunun altında hayallerinden ve umutlarından bir şarap
Bir İstanbul akıyor Arnavut kaldırımlardan koşarak…
Kayıt Tarihi : 19.10.2010 16:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Cemil Atay](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/10/19/19-ekim-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!