Vezir daha fazla dayanamaz, hemen koşar, merakına yenik düşer.
Halktan biri gibiydik, dedin ki: “Aleykum selam Cihana Server.”
Onun padişah olduğunu nereden ve nasıl anladın? Ya Pir-u Peder!
Yaşlı adam hiçbir şey anlatmadan durur ve bir kese altın ister.
Kürkü eskiydi ama soyluydu; ancak bir padişah eskitmiş olabilirdi.
Vezir: “Altılarda ne yaptın? ” demişti ya hani, Hünkârın kastı neydi?
“Altıya altı katmadan otuz ikiye yetiştiremiyoruz.” Lafı da neydi?
Adam bu soruları cevaplandırmak için bir kese altın daha istedi.
Birincisi; altı ay yaz ne yaptın da bu soğukta çalışıyorsun demekti.
İkincisi:‘Altıya altı katmadan otuz iki dişe yetiştiremiyoruz demekti.
Kısacası kışın da çalışmazsak karnımızı doyuramıyoruz demekti.
Her cevaptan sonra vezirin yüzü kızardı ve kendi kendine sitem etti.
Devletli Hünkârım sana “Geceleri kalkmadın mı? ”, diye sordu.
Senin cevabın; “Kalktım ama ellere layık görmüş yaradan” oldu.
Derici adam vezirden bir kese altın daha aldı ve cevabı da şu oldu:
Bana, “Eşinle yatmadın mı, çocukların olmadı mı? ” diye sordu.
“Ellere layık görmüş yaradan” dan maksat; evlendiler demekti.
Peki! “Sana kaz göndersem yolar mısın? ” sözü ne demekti? ...
Daha söylediği anda sorunun cevabını buldu ve esefle içini çekti.
Sana daha fazla altın vermeme gerek yok, diyerek çekip gitti.
*Yolunacak kaz neydi? Kimdi? Diyorsan eğer; *
*****Hikâyeyi baştan oku! Çünkü buna değer.*****
İstanbul, 01.06.2006
Hasan KarahisarKayıt Tarihi : 2.6.2006 15:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)