Yıllarca koynumuzda, beslemişiz yılanı.
Vebali boynumuzda, fark etmedik yalanı.
Sinsice sokulmuş da, en mahrem hücremize.
Dosttur diye güvendik, fark etmedik planı.
İhanet üstüneymiş, tüm hesabı, kitabı.
Menfaati uğruna, kullanmış muhatabı.
Milletin kutsalıyla dalga geçercesine,
Hatip diye sunmuşlar, yontulmamış hatabı
Münafıklık alameti; dost gibi görünür.
Karda yürür, iz belli etmez, alçaklarda sürünür.
İçi fesattır ancak dışı ortama uyar.
Tedbir diye, o toplumun kimliğine bürünür.
Manevi değerleri istismar ettiler.
Dernekler, vakıflarla maddi karlar ettiler.
Tertemiz sabilerin akılları çelindi.
Maarif diye bir nesli, böyle ziyan ettiler.
Bir temmuz ihaneti, göğü yerinden söktü.
Güllük gülistanlıkken karabulutlar çöktü.
Gün yüzüne çıktı, hainin ihaneti.
Kardeşim diyerekten kardeş kanını döktü.
Milletin silahları, milletine çevrildi.
Kendi gök kubbesi, kendi üstüne devrildi.
Tüm hainler bir olup, sattılar vatanını.
Milletin tüm sırları, ecnebiye verildi.
O gece bu millet, vakitsiz sala dinledi.
Bedeniyle kalkan oldu, kalkışmayı önledi.
Vatan için şahadeti şeref bildi bu millet.
O gece yerler gökler, vatan diye inledi.
Millet yine birlik olup, vatanı korumuştur.
Meydanları doldurup, hainleri kovmuştur.
İhanetin akıbeti, zafere tebdil olmuş,
Gecenin adını ‘Milli Birlik’ koymuştur...
Unutmaz bu millet, yapılan ihaneti.
Tutmazdı, tutmayacak, hainin kehaneti.
Toprak da kabul etmez, vatana yan bakanı.
Eksik olmaz üstünden, Allah'ın da laneti...
Kayıt Tarihi : 15.7.2024 19:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!