Sıcak bir temmuz gecesi,
sırtımdan vuruldum.
Hain bir el dokundu gönlüme.
Ortamdan yarıldım.
Dost bildiklerim vurdu beni,
en hassas yerimden.
Yaram çok derin,
acısı çıkmaz yüreğimden.
Kurşunlar yağdırdı.
Kardeşlerim bildiklerim üzerime göklerden.
Birisini aldım onlardan.
Üzerimize kan kusan tankların içerisinden.
Göz göze geldik.
Sarılamadım, ağladım.
Vurmaya da kıyamadım bir yerlerinden.
Saatlerce öylece bekledim.
Ben beklerken onlar vuruyordu.
Perdenin arkasından, düşmanlarımız bize gülüyordu.
Anlamaya çalışıyorum, neler oluyordu.
O karanlık gece uzadıkça uzadı.
Güneş doğmayacak sandım.
Erken okunmasa salalar.
İlk ezanlarla dağılmaya başladı,
vatanın üzerinden belalar.
Göklere doğru yükselirken,
şehitler ve ezanlar.
Meydanlarda toplanmaya başlandı,
tasmasından, satılanlar.
Allah'ım ben nasıl bir güne uyandım.
Gözlerim açıktı.
Oysa rüyadayım da,
kabus görüyorum sandım.
Çok geçte olsa,
ilk defa başımı ellerimin arasına aldım.
Geçen yıllarıma, saflığıma, yandım da yandım.
Anladım ki evladına sen öğretmezsen dinini.
Bir öğreten çıkarmış yaban ellerden.
Gün gelir,
vururlarmış seni en hassas yerlerinden.
O zaman vatanın ve evladın,
kayıp gidermiş ellerinden.
Evlat kazı bu makus tarihi beynine,
çıkarma ezberinden.
Kayıt Tarihi : 9.7.2021 15:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!