Asıl kara şu 12 eylül
Fatih güler ile birlikte başladı
Lanet 12 eylül
12 eylülden önce havladı
12 eylül simgesine avlandı
1 taşla 2 kuş vuracaktı
Sam amca itleri
Ülkemin çivisi çıkmış siyaseti çaresinde
Vatanı Lağım faresine çevirip
Türk milletini pislik deliklerine sokarak
Atatürk, Türk, İslam çağını
Kökünden yok etmekti amaçları
Belki de 12 eylül simgesi
Artık doğmak üzereydi
Apo piçlerini çayıra salarak
Garip gençleri kullanarak
Siyasi boşluktan faydalanarak
Meydan kan gölüne
Ev kardeş katiline
Ekonomi iflasın eşiğine
Ahlak pezevenk eline
Toplum basın diline
12 eylül simgesinden önce düştü
Kara oğlan solda
Şapka ise sağda
İnönü’de derin uykuda
Milliyetçi, devrimci isyanda
Mafya, hain pazarda
Alıp satıp pazarlamada
Yakıp yıkan firarda
Allah, Vatan, Atatürk
Özgürlük diyen mahpusta
Ekmek aslanın ağzında
Siyaset koltuk sevdasında
Haydut oynayıp durmakta
12 eylül zili çalmakta
Solun Kara oğlanı
Vatanı kapkaraya çeviredursun
Parsel parsel satadursun
Ekonomi dibe vuradursun
Mafya kol gezedursun
Millet inim inim inleyedursun
Düşman ağzını akıtadursun
Meydanlara Türkçülüğün Başbuğu
Ne sağ, nede solu
Türk Milliyetçiliğin vefakar evladı
Bozkurt selamıyla merkezin başkentine iniyor
Atatürk, Fatih sevdalısı milyonları selamlıyor
Bozkurt, devrimci, zafer işaretleriyle
1 milyon vatanperver Türkiye aşıklarını
Dev Tandoğan meydanında topluyor
Türk dünyasını Atatürk ruhuyla diriltiyor
Türklerin hür birliği sesine karşı
Başbuğ Alpaslan Türkeş’ten korkan ajanların
12 eylül sesleri duyulmaya başlıyordu
Belki 12 eylül simgesi geliyordu
O Destanın tam orta yerinde
Dünya tir tir korkudan
Donlarına işemeye başlamışken
Karıncaya bile kıyamayan
Ülkü Ocakları İl Başkanı yapmış
Gariplerin koca Reisi
Onun vefakar, cefakar, çilekeş Asena’sı
O Yüceler Yücesi
Kainat Hakimin Yüksek izniyle
Turan dünyasına yepyeni evlat getiriyordu
O bebeğin adı Fatihti
Belki de bu bebek Fatih
Bilinmeyen, duyulmayan, görülmeyen, anlaşılmayan, hissedilmeyen
12 eylülün gizli kalan simgesiydi
Koca Reisin Oğlu Küçük Reis
Daha 15 günlükten hastalanmış
Hayat savaşı işte
O zaman başlamıştı
15 günlük bebeğin
Nasıl hayatı savaş olur demeyin
Bir şuradan, bir buradan diyebilen
12 eylül kasapların ayak sesleri
Fatihmiş, Fatih gibilermiş de
Davulun acı sesleri
Aynı bugünkü gibi gene duyulmamış
Anne, Baba, Babaannesi
Küçük koca Reisi hastaneye götürmüşler
Babası evrak işleriyle ilgilenirken
Annesiyle Babaannesi doktor odasına girmişler
Doktor adını sorunca Fatih demişler
Anneyle Babasının kanı uyuşmuyor diyerek
Küçük Reise kanı
Serum takmadan vermişler
Kanların uyuştuğu sonra ortaya çıkmış
Küçük Reisim, ilk can paremi
Geri veremez diyerek davacı olmamış
12 eylül simgesiyle insanlık tarihine
Kapanmamak üzere yepyeni
Kapkara sayfa açılmış
Sizin eylül mahşere varınca biter
Fatihin haziranı sonsuza dek sürer
Artık 12 eylül simgesi Fatih
Ömrü boyunca konuşamayacak
Sadece kolundan tutulunca biraz yürüyebilecek
Ellerini, boynunu, ağzını
Zor hareket ettirecek
Dişleri genç çağında çürümeye başlayıp
2 ameliyatla hepsi çekilecek
Bağırsakta ciddi sorun çıkıp
Defalarca ameliyat olup
Oraya torba takılacak
Yutma zorluğu çekecek
Bu sebeple defalarca ölümden dönecekti.
Doktorun biri Fatih için ailesine
Öldürülelim mi bu acı çeker
Öbür doktor ise
Bunun zekası düşük olur
Başka doktor beyefendi de
Yedi yaşa ömür biçerek
12 eylül gereklerini
Yapmaya devam ediyorlardı Ülkücü çiftlere
Son doktor dayanamayarak
Yahu buraya neden gelip duruyorsunuz
Gerçeği görmüyor musunuz daha
İkinci çocuğunuzu da sakat bırakacaklar
Bunun sözünden sonra uyanarak
Bir durum dikkatini çeker Babasının
O yerde çalışan
Samimi oldukları doktor
Hastane içinde başka
Dışında bambaşka şekilde davranıyormuş
O vakitten sonra hastane değiştirerek
İkinci küçük Reisleri
12 eylül simgesi
Fatih gibi sakat kalmadı
Bendenize işkence nedir diye sorana
Görmüyor musun Fatih karşında duruyor
12 eylülün bilinmeyen sessiz simgesi
Diş acısından yanaklarını taşa dayadı
Yürek sancısından ruhunu Azrail’le dağladı
Anne Babasının hallerine durmadan ağladı
Her türlü sevdaya karalar bağladı
Yaşları ayrı roman
Günleri apayrı hikaye
Ne tiyatro, nede dizi
Asrın destan filmidir
Götü kızararak diz üstünde bekledi
Daha ötesi çişini
Ondan da öte bokunu tuttu
Fatih birilerinden kaçmak adına
Çaresizlikten her gün
10 saat eziyet sandalyesinde oturdu
Eziyetin ödülü de
9 ameliyat oldu
Acımasız düzene sertlendi
Ailesinin çaresiz durumuna dertlendi
Akraba, arkadaş, dost, tanıdıklar oldular
Dengesiz, yalaka, yalancı, vefasız, nankör
Fatihin zamanını boşa doldurdular
Çaldılar, üzdüler, kırdılar, gidip gelmediler
Fatihi insan yurduna koymayıp
Bıçak bakışlarıyla verem oldu sanki
Ne olduklarını çözemedi inan ki
Nasıl davranacağını bilemedi valla ki
Başını duvara vurdu billa ki
Kızdırdılar, delirttiler, gerdiler illa ki
Fatih Engelliler adına şaha kalktı
Millet okuyup mal mal baktı
İyiliklere karşı nankör asla olmadı
Bazılarına boş kuyu su dolmadı
Yüz verdikçe suiistimal göz doymadı
Fatih susmayı görev bildikçe de
İftira atıp durdular
Güzelce şöyle kendilerinde adamlık aradılar
Belki böyle vicdanlarında insanlık buldular
Garibime arkadan gizli dümen çevirdiler
Bebekleri, çocukları, yaşlıları, hayvanları, kendilerini
Gözünün içine baka baka gezdirdiler
Fatihin tekerlekli sandalyesine sırıtarak geçtiler
Bunu da galiba insanlıktan saydılar
İşlerine gelmeyince Fatihe engellisin dangalaklığı
İşine gelince engelli değilsin ukalalığı
Rahatça kusuyorlar, sıçıyorlar, sövüyorlar, sikiyorlar
Ottan farksız Fatihin hayatına karışıp
Hayatına isyan etme Fatihim diyerek
Musluk borusu gibi ötüp duruyorlar
Eğer fatih saymaya başlasın deftere
Ne yıl sığar nede asır
Evlatlarına sorun ona ne yaptığını
Ya sizler pek kıymetli büyükleri
Fatih sizin huylarınıza ayak uydurmaz
Dün ne ise bugünde odur
Önden Fatihim diyenler, arkadan fatizm
Hayırdır ey birkaç kişi haricinde
Hepinizin arkasına parmak mı basıyorlar
Fatihin en sevmediği huylarıdır
Oha hepsi de sizlerdedir
7 den 77 ye
Hepinizin kendinize de saygınız kalmamışken
Fatih herkese ne halt yedirsin
Garibimin dertleri yüreğinden de fazladır
Üstüne Aile, Vatan, düzen dertleri
Günahkar yaptı şu dertlerin bunalımları
Aklı ermezken Hristiyan gibi yaşayıp
Fatih Sultan Mehmet Hana sövdü
Aklının ermeye başlayınca Fatihim
Tarihiyle gurur duyarak kalemiyle övdü
Fatihi anlayan Allah kulu yok
Nasihat veren de pek çok
Şeytan diyor bunları gözlerine sok
Anlamak istemezler çünkü karınları tok
Fatih ya sabır Allah çektikçe
Ya sabır çekmeye de
Ya sabır çektirdiler
Sustukça kendilerini ak sütü sandılar
Kardeşiyle Babasına ne gerek var
Valla Fatih göstermelik hepinizi sever
İkisinden de korkmayın
Yani Babasıyla Kardeşinden
Boşuna da tatlı canınızı sıkmayın
Fatih hepinizi ta ilk baştan
İyi veya kötü kumaş olarak
Net çözer emin olun
Fatihin yüreğini anlayarak okuyun
Okumuyor, okuyamıyor, okuyup anlamak istemiyorsanız
Arkanıza bakmadan nereye defolacaksanız defolun
Gözüne gözüküp tepesinin taşını attırmayın
Sakın ola ki sabrını taşırmayın
Fatihi sanık, kendilerini tanık yaptılar
İdam sehpasına oturtup ip salladılar
Gece gündüz acımasızca astılar
Eceli gelmeden öldürdüler
Her gün Azrail’e mektup yazdırdılar
Anneyle Babasının dünyasını zindan ettiler
Az kaldı gidicidir Fatih sevinin
En uygun yerinize kına yakın
Birkaç aya veya yıla çıkmayıp
Yepyeni dünya düşünerek çizip tasarlar
Gözyaşlarını yalnızca yüreğinin içinde gizler
Şarklar, türküler, ağıtlar eceli söylüyor
Bunları dinleyerek Allahtan rica ediyor
Yaşanacak güzel günleri garibanlara bağışlayıp
Hemen insan dünyasından göçmek istiyor
Sevdasını, Annesini, Babasını, Kardeşini, Vatanını
Allaha emanet ederek Fatih
Gelmek isteyenleri özel dünyasında bekleyecek
Fatih kimsenin kölesi olmadı eyvallah
Köle olana da etti illallah
Geçmişi unutanın maşallahı var maşallah
Bunların tek bildikleri sözlerde inşallah
Şunların kendi duruşları yokmuş eyvah
Fatih acı çekerek güldürdü insanı
Gülümseyerek selamladı şeytanı
Çok severek korudu gönlündeki ceylanı
Güle oynaya Fatihin zevkleri alındı
Geleceği de geçmişiyle çalındı
Sahte alkışlarla gülüşlerle emeği taçlandı
Gece gündüz umut ufku puslandı
Kırık yüreği yol durağında tozlandı
Fatihe kötülük yapanların hepsi aklandı
Kendisi de 4 duvara bakakaldı
Yerken kuştan farksız çırpındı
İçerken kurbağaya özendi
Canının çekenini yiyip içemedi
Canı da bir şey istemedi
Hayatın tadıyla tuzu burnundan geldi
Yazılan kapkara yazıyı silemedi
Tek kelime yazmaya dakikalarca çabaladı
Kara maziyi beyaza çevirmeye badanaladı
Gölgeli meşhur kalemiyle defterini karaladı
Yeter artık dedikçe yetmedi
Kaderi geçmişin üzerine sünger çekmedi
El alem çektiklerini hiç bilmedi
Dökülen yürek yaşlarını kimse görmedi
Kanayan kanı silmedi
Mutluluk yüzüne gülmedi
Huzur yanına gelmedi
Mutlulukla savaşıp acıyla barıştı
Yalnızlığı sevip insan huyunu sevmedi
Hakkı seçip aşırıdan nefret etti
İyilik güzelliği benimseyip kötülükleri sildi
Doğruyu övüp yanlışı sövdü
Hakkın yoluna yürüyüp geriye dönmedi
Güneşle ağlayıp bulutla keyiflendi
Ağustosta donup şubatta yandı
Martta solup eylülde açtı
Gece doğup sabah battı
Hayatı hepten ters köşe yaptı
Harcadığı çabalar yarım yamalak kaldı
Güneşi batıp yıldızı kaydı
Mektuplar yırtılıp sazı kırıldı
Aradıklarını yerinde bulamadı
Anaya şiir yazdı
Babaya ağıt yaktı
Kardeşe bağrı yandı
Vatana uykusu kaçtı
Sevdaya gönlünü yaktı
Abla ile bacı hasreti çekti
Millete nasihat saydı
Fatih hayata yaşayamadan doydu
Genç yaşında saçlar bembeyaz oldu
Beyaz saç sakalını elleriyle yoldu
İlkbaharda çiçeği açmadan soldu
Çukurlu yollardan yoruldu
Yolunda yalnız yürüdü
Davalarında avukat yoktu
Taraflı hakime kustu
Adaletin düzenine küstü
Fatih Güler Milletle selamı kesti
Mezarını parmaklarıyla kazdı
Kalbiyle gardiyan yüreksizlerin zincirlerini kırdı
Birkaç kelimelik vasiyetini yüreğiyle yazdı
Çocuklar Fatihten korktu
Büyükler Fatihi korudu
Bedeni kendisini yordu
Fatih hastane koridorunu ezberledi
Serum canından bezdirdi
Ameliyathaneler apayrı romandı
Hepsi de iyi kalpli doktorlardı
Fatihin canı birilerine sıkılsa
Veyahut dolaşmak istese
Evden dışarı çıkamaz
Kendisine dahi kızamaz
Başını alıp kaçamaz
İstemediklerini görüp istediklerini göremez
Yanına gelmeyip yanlarına gidemez
Fatihin en zayıf noktasını çözüp
Yılandan farksız hayatına girdiler
Zehirlerini ömrünü verdiklerine akıtıp
Garibimin canından canlar aldılar
Saç ağardıktan sonra
Acıyı da sevdirip yedirmeyi başardılar
Bana işkence nedir diye sormadan
12 eylül simgesi fatih gülerle
Yanına gidip daha yakından tanıyın
Fatihe 12 eylülü de sormayın
12 eylül simgesi
Manalı bakışları arasında
Sana gülümseye çalışır zaten
Fatihin şu deliliğini ne Balgat
Nede muhalif kanat anlar
Ne muhalefet kesim
Nede hükümet çözer
Ne tanıdık tanımadık
Nede ailesi bilir
Sadece gizli kalan tarih yazar
Parsel parsel satılan her yer
Susturulan Türkler, öten leşler
Ülkücü görünümlü hainler
Atatürk güdümlü putlar
Müslüman giysili piçler
Maske yüzlü itler
Kol gezen kedicikler ile aslancıklar
Eli silahlı teröristler
Teröristlerden beter ajanlar
Ajanların avukatlığını yapan puştlar
Cumhuriyeti yıkmaya ant içen pezevenkler
Pezevenklere yardım eden pezevenkle orospular
Kan dökerek koltuklarda oturan vampirler
Allah kitap deyip İncil okuyanlar
Parayı hortuma bağlayıp içen salyalar
Kanında Türk tohumu bulunmayan kasaplar
Atatürk tarihini silmeye çalışan vatansızlar
Yalanla, çalmakla halkı kandıran fırıldaklar
Yan yatıp yiyen tavuklu tipler
Türk değerlerini satan Türk düşmanlar
Doğru bildiklerini yapmayan zavallı yaratıklar
Katığa Türklüğünü hiçe banan gavurlar
Sarımsaklı yoğurttan farksız kokan hıyarlar
Kendilerini bir halt sanan hiçler
Çay tadını bitiren sallama Türkler
Halkın parasını çuvallarla götüren hırsızlar
İnsanlığını köleliğe adayan köle insanlar
Tek kuruşa kendini satan satılıklar
Kemiği et diye yiyen salaklar
Pisliğin sümüklerini yalayıp yutan sümüklüler
Yakın tarihini dahi unutan aptallar
Engellilerin zaaflarından yararlanan şeytani topluluklar
Dünü bugünle ters dengesiz kişilikler
Hür düşünceyi mahpusta yırtan üçkağıtçılar
Bilimle, kültürle alakası olmayan gençler
Atatürk tarihine küfrü serbestleştiren zihniyetler
Kendisini eleştirmesine izin vermeyen krallar
Dünyayı kendisi yarattı sanan sapkınlar
Hayvana bile tecavüz eden sapıklar
Gülü kopartıp silaha sarılan duygusuzlar
Korkakça tehdit savuran sahte kabadayılar
Ağızlarından inek boku fışkıran samanlıklar
Kıvırma sanatına gitmeden kıvıran oynaklar
Takımdan benzersiz parti tutan bayraksızlar
Karımı ona veririm diyebilen kansızlar
Kendini satan eti sütü bozuklar
Menfaatine tüm haltı karıştıran yavşaklar
İnsanlıktan nasibini almamış Allah kitapsızlar
Anamı da alın diyebilecek yurtsuzlar
Türklerle Müslümanlarla dalga geçen dangalaklar
Derin uykudan uyanmak istemeyen uyuşuklar
Kurtlar sofrasında sırıtarak beslenen çakallar
Diliyle yüreği farklı puttan farksızlar
Gerçekleri görmek istemeyen ülkücülerle devrimciler
Sıkışıklarında erkekleri tahrike bayılan fahişeler
Adamlığı taciz etmekte arayan lanlar
Düzensiz dengesiz düzenbazlar
İpsiz sapsız tipsizler
Şerefsiz serseri şemsemler
Huylu huysuz ruhsuzlar
Arsız hırsız reziller
Ukala yalaka gevezeler
Lanet, lanet, lanet
Tepemi attırıp ağzımı kuralsızca bozanlar
Körle sağır birbirlerini ağırlayanlar
Keskin kalemimden yarası olan gocunanlar
Kapkara 12 eylül bitti sanma
Yeni başlıyor daha
Fatih güler burada
Geberecek çok yakında
12 eylül simgesi
78 ruhu gerek
Bitmez bu gelenek
Var olacak görenek
O an gelerek
Yer gök birleşecek
Dünya gene titreyerek
Işık yanıp sönmeyecek
Ülkücü hareket hareketlenerek
Ülkemin toprağı bereketlenecek
Düşmanın sesini keserek
Düşmanların umudu sönecek
Bozkurt, devrimci bütünleşerek
Kırmızı Beyaz serilecek
4 duvar örülerek
Millet başa geçecek
Atatürk beyne yerleşerek
Muhammed kalbe değecek
Kuranıkerim tek olarak
Meydan meydan gezmeyecek
Bütün hesaplar görülerek
Tüm Yurt yeşillenecek
Ay Yıldızla güzelleşerek
Bayrak gökten inmeyecek
Millete görev düşerek
Ahlak yerde kalmayacak
Masaya yumruğu vurarak
Başına çuval geçirilmeyecek
Askerimiz şehit düşmeyerek
Dünyaya gül açtıracak
Her yerde gürleyerek
Türkiye fırtınası esecek
Kardeşlik ağacını dikerek
Sadece ötmeyip öttürecek
Saygı duyup sevilerek
Gözyaşı dökmeden sevinecek
Kirli iş çevrilmeyerek
Hiçbir durum gizlenmeyecek
Hukuk kanuna dönülerek
Adalet temel sayılacak
Dışarıya sır verilmeyerek
Basın özgürlüğüne kavuşacak
Vatan hainlikleri affedilmeyerek
Türk tohumu ekilecek
İdam kanunu çıkarılarak
Barışçıl çözüm aranacak
Saçmalayanlara gereği yapılarak
Sınır dışı edilecek
Herkese ayrı davranılmayarak
Herkes eşit görülecek
Sağlıkta reform başlatılarak
Engelliler devrimi çıkartılacak
Engellilere kıymet bilinerek
Platformlarda sözü geçecek
Sadece evet sadece
Türk milleti düşünülecek
Rahatlıkla ruhsat alınamayarak
Sokaklar güllerle donatılacak
Hazineden para çalınmayarak
Örtülü ödenekten harcanılmayacak
Lüks hayat yaşanılmayarak
Devleti zarara uğratılmayacak
Çevresine hayat yaşatılarak
Milletin sırtına binilmeyecek
Ülkem refaha ererek
İhtiyarla genç zenginleşecek
Zengin fakir kalmayarak
Türklerin yüzü gülecek
Gereksizce kriz çıkartılarak
Boynuyla beli bükülmeyecek
Denetim mekanizması işlenerek
Her yer denetlenecek
Altyapı kurulları oluşturularak
Yepyeni gençler yetişecek
Ayağımıza basanlar inletilerek
Satılanlar inletilerek alınacak
Türk malları satılmayarak
Nesiller boyunca korunacak
Türkleri sevmeyenler kovularak
Aşırıya izin verilmeyecek
Laik devleti benimseyerek
Baskıdan uzak durulacak
Yalanla savaş açılarak
Rüşvetin kökü kazınacak
Birlik beraberlik göstererek
Uyuşturucunun özüne inilecek
Türk sevenleri taçlanarak
Sevmeyenlere dönüp bakılmayacak
O liderimiz gelerek
Şeref koltuğuna oturacak
Devletin başına kurularak
Görevini millete verecek
Vatanımız lider yapılarak
Kendisini kimse kandıramayacak
Kendisi milleti kandırmayarak
Enayi yurduna koymayacak
Millette köle olmayarak
Herkese güven sağlayacak
Kedicikleri, aslancıkları defederek
Vatanımı şaha kaldıracak
Hiçbir ayrım göstermeyerek
Vergi eşitliği sağlatacak
İt, ajan yargılanarak
Suçlular idam edilecek
Hırsız arsız tıkılarak
Kirli düzen kapanacak
Kapkara defter yırtılarak
Tertemiz Türkiye kurulacak
Fatihin lideri gelecek
Gülerin lideri gelecek
Türkiye’nin lideri gelecek
Milletin lideri gelecek
Türklerin reisi gelecek
12 eylülü unutturarak
12 eylül bitecek
Fatih gülere bitmeyerek
Fatih güleri hatırlatacak
Fatihim destanlar yazarak
Yarası olan gocunacak
Anlamak isteyen anlayarak
İstemeyen unutup gidecek
12 eylül simgesi fatih güler
Vatanın derdiyle ölecek
Belki de mezarı bile olamayacak.
Kayıt Tarihi : 19.10.2018 00:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Fatih Güler](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/10/19/12-eylul-simgesi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!