Siz bize bakmayın...
olan olmuş giden gitmiş
siz kafanızı takmayın...
Sormayın gençliğimizi
nerede geçti nasıl geçti
sorgulamayın...
Nasıl toplarlardı kafilelerle
kahvehanelerden-evlerimizden bizi
dinleyip de üzmeyin kendinizi
Az mı genç sallandırıldı idam sehpalarında
bıyığı yeni terleyen...
Bıyık dedim de
yolarlardı tel tel
kimin bıyığı varsa zaten
''Allah'ın olmadığı''
''Peygamberin izne çıktığı''
''Yumurtalık sıkma'' işkencelerinde yitir/il/dik
ve ''Elektrikli danslarda'' çürüttük bedenimizi
Kiminin dişleri-tırnakları sökülür
kimine copla tecavüz edilirdi
Uyutmamak için pis sular dökülür
yüksek sesle Mehter Marşı dinletilirdi
Faşist tükrüklerle dolan ağzımızdan iğrenirdik
Gıpta ederdik sille-tokat meydan dayağına
Ölenlerin adlarını aylar sonra öğrenirdik
Bakmayın kimimizin yaşadığına
Böyle sindirdiler
böyle yok ettiler
koca bir gençliği
ve atamadık ogün bugündür
yüreğimizde oluşan hüznü-ezikliği
Siz yaşayın sevdaları
birer türkü tadında
Güneşi esirgemeyin öpülesi alnınızdan
kalmayın sevgisizliğin karanlığında
El ele yürüyün
avuçlar terleyene dek
Öpün doyasıya sevdiğiniz insanı
Sımsıkı sarılın yeni kavuşmuş gibi
ve şakalaşmak için beklemeyin 1 Nisan'ı
Kayıt Tarihi : 26.8.2012 20:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
12 Eylül döneminde tutuklanan demokrasi-eşitlik yanlısı gençlerin işkencelerde yaşadıklarının bir kısmıdır. Bu şiir onlara ithaf olunur.
![Mehmet Safi Sarı](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/08/26/12-eylul-manzaralari.jpg)
Duygulanarak okudum çok başarılı bulduğum anlam ve duygu yüklü eserinizi..
Kutluyorum şiir dolu aydın dost-şair yüreğinizi..
Tam puanımla..
Saygı ve Selamlarımla..
Değerli dost,
Sizi ve değerli çalışmanızı yürekten kutlarım....Emeğine, yüreğine sağlık....
Başarınızın devamını......kaleminizin tükenmez olmasını diliyorum....Nice başarılara....
Selam saygı sizedir......
Bu güzel çalışma ile karşılaştım.
Tebrik ederim
Yaşayacaklarınız,
Yaşadıklarınızdan daha renkli,
Daha hareketli,
daha bereketli
Geçmesi temennisi ile Doğum gününüzü tebrik eder
Sağlık
Afiyet
Başarı dolu bir ömür
Yüce Rabbimden niyaz ederim
Osman ERDOĞMUŞ
SAKARYA
Bir ömrün özeti
- 1 -
1943’te, Arslanköy’de doğmuşum,
29 Ekim’de, karanlığı boğmuşum…
Evin tek erkek oğlu, dört kıza bedelmişim,
Kimine yakın bir dost, kimisine elmişim! ...
Başöğretmenim Eşref Demirel oldu önce,
Kıbrıslı Ahmet Hoca, yol gösterdi gönlünce…
Eyüp Sandal hocamdan, neler neler öğrendim,
Doğrulara sarıldım, eğrilerden iğrendim…
Saadet öğretmenim, başımın tacı idi,
Yaşamak güzel ama, ayrılık acı idi…
Çok şiirler okudum, çıkıp da kürsülerde,
Alkışlara aldandım, çoğu dinletilerde…
İlk aşkı tadıverdim, daha orta ikide,
“Adam sen de” demeyin, büyük aşktı belki de! …
Kıskananlarım oldu, el ele gezinirken,
Çocukluk aşkı işte, yüreğim yandı erken! …
Bir Ömrün Özeti
- 2 -
İhtilali yaşadım, daha orta üçteyken,
Ciğerim yandı ama, ne gelirdi ki, elden?
“Deniz taşla dolar mı”, “Silo karton” dediler,
Yatırımcı Başbakan, iki bakan yediler! ...
Şevket Rado hocamdı, bana şiir öğretti,
Aşka şiirler yazdım, şiirler bana yetti…
İnşaatta okudum, şiir ördüm bıkmadan,
Su doldurdum kabıma, yaban ele akmadan…
Yeditepe, Varlık’ta yazmak bana hünerdi,
Kazanmak şöyle dursun, yokluk beni yenerdi…
“Hürbakırköy” gazetem, yokluğa rağmen idi,
Özgürlüğe aşıktım, ruhum bir seğmen idi…
Sivil Havacılığa girişim sürpriz oldu,
Elim ekmek tutunca, heybem şiirle doldu…
Aşık oldum eşime, şiirlerle oynaştık,
Oğlumuz Anız doğdu, kaynaştıkça kaynaştık…
Sonra kızım Didem’i, ne de çok özlemişiz,
İki evlat uğruna ne yürek közlemişiz…
Asker olmak borcumdu, yetmiş beşte ödedim,
Hatıram var Girne’de, “Kıbrıs Türkündür” dedim…
Sonra, “Mersin” diyerek, doğduğum yere geldim,
Yazdım, çizdim, durmadım, koca bir ömrü yedim…
Yazdım diye mahkeme kapısına alıştım,
On İki Eylül vurdu, hukuk dersi çalıştım…
Bir Ömrün Özeti
(3)
On İki Eylül vurdu, hukuk dersi çalıştım,
Ağır Ceza yolunda yürümeğe alıştım! ...
Askeri Mahkeme’de yargılandım, neden mi?
Yolsuzluğu yazmıştım, ben mi suçlu, eden mi? ...
Suçu edeni yazdım, meğer bu gizli sırmış!
Hem de devlet sırrıymış, yazım kötü ısırmış! ...
On altı yıl cezayı bana reva saydılar,
Dik durdum ülkem için, bu fikirden caydılar! ...
Öldüm öldüm dirildim, altı ay sır’at geldi,
Dosdoğruydu yazdığım, sonunda berat geldi…
Atatürk’ün izinde, Cumhuriyet tutkusu,
Yıktı geçti eğriyi, budur yaşam utkusu…
Kim ne derse desin de, ülkeme kastetmesin,
Özgürlüktür tarzımız, başka bir halt etmesin! ...
“On İki Eylül”, bizde, derin izler bıraktı,
Bir iktidar uğruna, çokca yürekler yaktı! ...
Çoluk - çocuk telaşı, tahsil - terbiye derken,
Ne yaşadık bilmem ki, böyle çile çekerken…
Aktı, zaman durmadı, şimdi dede olduk bak,
Torunum, durma öyle! ... Sen de bir meşale yak! ...
Bir Ömrün Özeti
-4-
“Özet” deyip geçmeyin, neler neler yaşadım;
Kül ettim yüreğimi, acılarla okşadım! ...
Sevdiklerim terk etti; birer birer gittiler,
Buğulu hayallerim, bilmem neden yittiler? ...
Oğlum – kızım büyüdü, çok uzaktalar şimdi,
Yangın yeri yüreğim, ateşi koyan kimdi? ...
Evlat hasreti başka, sağlıklar diliyorum,
Aramasa da onlar, kaderim, biliyorum! ...
Babam terk etti önce, kırıldı ümitlerim,
Öyle yandı yüreğim, savruluyor küllerim…
Kulağımda küpedir, “Doğru sev” dedi bana,
Sevdam öyle büyük ki, atamadım yabana! ...
Sevince doğru sevdim, her aşkı kutsal saydım,
Zifiri karanlıkta, sevdaya doğan ay’dım…
Emaneti babamın, anam da uçup gitti,
Yeter Allahım yeter, bu acı bana yetti…
On iki ay oruçlu, anamı unutamam,
Melekler dürter durur, fatihasız yatamam…
Amca, dayı, halalar, arkadaşlar nerdeler,
Biliyorum dostlarım, dönülemez yerdeler! ...
Her insan gibi ben de, acıma razı oldum,
Sevda çektim kendimce, yaşamaktan yoruldum…
Gelmedi sevdiklerim, yıllar var, ben, n’iderim,
Varsın dönmesin dostlar, ben onlara giderim…
(Devam edecek)
Nafi Çelik
Bu mükemmel eserinizi de severek ve tam bir iştiyakla okudum.
Kısaca MÜKEMMEL bir şiir.
Kutlarım. (10+Ant.)
Sevgiyle ve esen kalınız.
Nafi ÇELİK
TÜM YORUMLAR (11)