tam da
işler yoluna giriyor
derken,
bir gün;
tesadüfen şahit olduğumuz
hırsızlık,
yaralama ve
cinayetin
suçlusu olarak lanse edilmişiz,
arkadaşlarımız
selamı kesmiş
komşularımız muhbirlik etmiş
öz kardeşlerimiz pusu kurmuş,
yaylım ateşine hazır,
makineli tüfekle
gidip kendiliğimizden teslim olmuşuz
nezarete atılmışız
korkutulmuşuz
üstelik
serseri bir kurşuna isabet etmişiz
cabadan yediğimiz onca dayak
yanımıza kâr kalmış
isnat edilmeyen suçları bile
kabullenmişiz
altı ay sonra başlamış mahkememiz
ne savcı,
ne hakim,
ne avukat
masumluğumuza inanmamış
zaten her davalı söze
“-ben masumum hakim bey”
diye başlarmış,
o gün,
o saatte,
orada
ne işimiz varmış……
yine de
“dünyamızda ne işin vardı”
denilmediğine
şükretmişiz
Türk Ceza Kununu’nun
bilmem kaçıncı maddesine göre
idamlıkmışız
dışarıdakilerce,
asıl suçlularca
mazlumlarca
hatta
yakınlarımızca,
akranlarımızca,
aynı suçlardan hapis yatmışlarca
bize ahlakı,
erdemi,
dürüstlüğü,
adaleti,
iyi insan olmayı,
salih kulluğu telkin edenlerce
ne eksikliğimizin farkına varılmış,
ne adaletin tecellesine aldıranımız
ne mahkememiz kollanmış
ne davacılar gerçeğin peşinde
ne hüküm verecekler
suçsuz yere hapse atılmışımızın
bütün şahitler kaçışmış
gören-duyan olmamış
ifademiz alınmamış,
söylediklerimiz tutanaklara geçmemiş
ne birinin vicdanı sızlamış
ne başka birinin endişesi varmış
haktan-adaletten yana
neymiş gaspa uğrayanların,
bizimle alıp-veremediği
çözememişiz
anlayamamışız,
yalnız kalmışız…
fakir gelmişiz
fakir,
aç bırakılmışız
hiçbir şeyimiz olmamış
onurdan başka
ona da çok cereme çekmişiz
kimse farkına varmasa da
dünyaya gelmekmiş
suçumuz-günahımız
kaderimiz buymuş
alın yazımız böyle yazılmış
birileri çalıp,
çarpıp,
öldürtüp
çaldıkları yüzü-suyu hörmetine
avukatları sayesinde aklanırmış
onlar her zaman haklılarmış
hiçbir suçtan
mahkumiyet almazlarmış
bütün suçların suçlusu olmak için
dünyaya geldiğimizi
kanıksamışız,
suçlu olduğumuza
kanaat getirilmiş
uğruna gözkırpmadan şehadeti
göze aldığımız öz be öz vatanımızda
ağzı laf yapanlarca
halkı yağmalayanlarca
hakkı tayin edip, adalet dağıtanlarca
vatan haini ilan edilmişiz,
gazetelerde sekiz sütuna manşet
boy boy resimlerimiz çıkmış
hüküm biz daha doğmadan verilmiş
kimbilir Allahın hangi sevgili kulunun
suçunu bertaraf içinse
bütün deliller aleyhimize
darağacından döndüğümüze
şaşakalmış, şaka sanmışız
inanmamışız
inanamamışız
oturmuşuz
bir banka
ne yanımızda biri
ne elimizde sigara varmış
boşluğa doğru
göz alabildiğince uzayan bir dünya
ne gelenimiz-gidenimiz
ne üzülenimiz
ne kırk yıldır görmediğimiz biri aramış
Allahın selamını vermişiz
gelip-geçene
alan olmamış
kendimiz almışız
öyle kalmışız..
bilmem ne vakit sonra
hürriyetimize kavuşmayı beklerken
başkalarına söz verildiği için çıkan-aftan
en-az yararlanan kişi- olarak
serbest kalmışız
ne karşılayanımız olmuş davullarla
ne eller üzerinde taşınmışız
ne kucaklanmışız çıkışta
kalakalmışız
kalakalmışız..
oysa
………..
bizi affetmeden önce
…………..
üstelik
……….
darağacından kurtulduğumuz halde
……….
…….
farketmemişiz
….
bunca sene
……….
asılı kalmışız
Kayıt Tarihi : 11.9.2009 08:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ecevit affına ithafen kaleme alınmıştı ergenekonla ilgisi yoktur. şimdilerde affı göze alabilende.. emir gelmedikçe

Eylul'lerin elinnnnn de.
*
.
.!
Geçmişin izlerini silmek mümkün değil belki ama geleceğin gençlerinin yarınları aydınlatması dileğiyle...Kaleminiz daim olsun
TÜM YORUMLAR (7)