10 SND+ Kubeys Dağı Eteğinde Bir Kutlu Yapı

Burası göz karası,
Ya da iki buut arası,
Burası kentlerin anası Mekke,
Ve Mekke’de Hacervari bir valide,
Validenin yüreğinde bir nokta,
Noktanın üzerinde bir yapı,
Ve işte, bu kapıdır aslolan,
Dar-ı dünyadan kutsal maveraya açılan,
Açılan kapıdan şişer evren, yarılıverir kainat,
Ve acuna saçılır bir tutam ışık haresi,
Bahanesi kalmaz karanlıkların,
Atar tan, şöker şafak, doğar gün,
İşte kutlu düğün…
*
Burası Kubeys Dağı,
Bu dağın eteğinde bir kutlu yapı gerek,
Ölçerek, biçerek geometrik bir özenle,
Gökle yerin kesiştiği düzleme,
Biçimi Kare prizma…
Kızgın çölde bir vaha,
Serin ayazma…
*
Allaha ibadet için bir yer,
Ama ne gerek,
Nefesini ciğerine “hu! ” diye çekerek,
Sıvar kollarını bir mimarbaşı,
Ve işte ana binaya temel...
İlk taşı koyan ona, ulu Hazreti İbrahim
Ve oğlu İsmailin eseri, taş taş üstünde,
Yapının her köşesinde bir mübarek iz,
Her bir taş ikiz.
Ama doğu köşesinde tek bir Kutlu Siyah Taş...
Yapı tamamlanırken yavaş yavaş.
Makam-ı İbrahim üzerinde ayak ayağa,
Son gün dayanınca şafağa,
Çıkageliyor bir melek.
Dörtbir yana gül kokusu serperek…
*
Onu gönderen Celil,
Ki adı Aleyhisselam Cebrail.
Kâbenin ziyaret adabı nedir?
İbrahim bilmez,
İsmail ise el kadar çocuk…
Meleğin elinde ferman,
Yazılı her şey tastamam!
Hazreti İbrahim bir dağ doruğunda şimdi,
Burası Ebu Kubeys, etraftaki tek ulu dağ,
Her yüce dağda yel eser ılgın ılgın,
Ama Kubeys’de kumlar tozar tırıs tırısa,
Arab atları koşar,
Kumul savrulur dört bir cihete,
Şimdi İbrahim’in eli kulağındadır,
Başlar ağır ağır...
Kâbeye davet eder tüm insanları;
Lebbeyk, lebbeyk Allah’ım,
İşte geldim, buradayım,
Evinde şu an duadayım.
*